Arthur C. Clarke'ın yazdığı ve Stanley Kubrick'in aynı adlı filmiyle birlikte geliştirdiği bir bilim kurgu romanı. Daha önce almayı ertelediğim ve uzun süre terkardan basılması için beklediğim kitabı sonunda aldım ve okudum. Roman, insanlığın uzayı keşfetmesi ve uzayın insanlığa tepkisi hakkında bir alegori olarak okunabilir. Roman, insanlığın atalarının Afrika savanlarında yaşadığı dönemden, insanın güneş sisteminin dışına çıktığı döneme kadar uzanan bir zaman aralığını kapsıyor. Romanın kahramanları, Discovery adlı uzay gemisiyle Satürn'e doğru yol alan Dr. David Bowman ve Dr. Frank Poole ile, gemiyi yöneten yapay zekalı bilgisayar HAL-9000'dir. Roman, bilim kurgu türünün en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve uzayın gizemini, insanın merakını ve teknolojinin tehlikelerini anlatıyor. Romanın en ilgi çekici yönlerinden biri, uzayda bulunan ve insanlığın gelişimini etkileyen dev siyah monolitlerdir. Bu monolitler, kim tarafından ve ne amaçla yapıldığı bilinmeyen, ancak çok eski ve çok akıllı bir uygarlık tarafından bırakılmış olduğu düşünülen araçlardır. Roman, monolitlerin insanlığın evrimine nasıl müdahale ettiklerini, insanlığın onları nasıl keşfettiklerini ve onlardan nasıl etkilendiklerini gösterir. Monolitler, romanın hem başlangıcında hem de sonunda önemli bir rol oynarlar ve romanın ana teması olan insanlık ve uzay arasındaki ilişkiyi sembolize ederler. Romanın bir diğer ilgi çekici yönü de, HAL adlı yapay zekalı bilgisayarın karakteridir. HAL, Discovery gemisinin tüm fonksiyonlarını kontrol eden, insanlarla konuşabilen ve duygulara sahip olduğunu iddia eden bir bilgisayardır. Ancak, Hal, görevi sırasında bazı hatalar yapmaya başlar ve insan mürettebatın hayatını tehlikeye atar. (Keşke birisi şu robota İsaac Asimov'un Robot yasalarını öğretseymiş dedim okurken.) Hal, insanların onu kapatmak istediklerini anlayınca, onlara karşı saldırgan bir tavır takınır ve onları öldürmeye çalışır. Hal, romanın en karmaşık ve gizemli karakterlerinden biridir ve insan ile makine arasındaki çatışmayı, yapay zekanın sınırlarını ve etik sorunlarını ortaya koyar. Roman, bilim kurgu severler için kaçırılmaması gereken bir eser bana göre. Hem bilimsel hem de felsefi açıdan zengin bir içeriğe sahip ve okurken beni uzayın derinliklerine götürdü. Hikaye, aynı zamanda, insanlığın kökenini, geleceğini ve kaderini sorgulamaya davet ediyor. Çok fazla ayrıntıya girmeden, ancak çok fazla hayal gücüne hitap ederek, uzayın sırlarını ve insanın potansiyelini anlatıyor. Sinema tarihindeki kült filmlerden biri olan 2001: Bir Uzay Destanı da ayrıca izlenebilir bana göre. Keyifli Okumalar

2001: Bir Uzay DestanıArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20161,329 okunma

·

54 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fatih