Kanal vd projeler, komşu devlet politikaları falan tamam da Hamas'ın maşalığı şu iletinizde olmamış.
İsrail'in, hayata geçirmek istediği bir projeyi, bir işgali gerçekleştirmek için meşruiyet araması mı gerekiyor? Yok. Eskiden meşruiyet mi arıyordu? Yok.
Hergün beşer onar öldürülen, hapsedilen, onuru çiğnenen, dikenli teller içinde yaşayan, dibindeki denizde balık avlamasına izin verilmeyen bu insanların canına tak etmiş olma ihtimali de mi yoktur? Bir umutla İran'ın gazına gelmiş olma ihtimalleri? İçinde yakın/ları zulme uğramamış bir aile bulunmayan bir topluluğun, bu zulüm içinde daha ne kadar sabretmeleri gerekiyordu? Azalarak, ezilerek daha ne kadar dayanmalılardı?
Velev ki İsrail'e bir meşruiyet gerekiyor, bunca zulüm karşısında bir karşılık verme fırsatı bulduğunu sanarak kıyam eden bir avuç kimsesizin çırpınışları günün sonunda zalimin işine yaradı diye onlara maşalık yakıştırmak ne derece hakkaniyetli?
Bu canavarın insafına teslim edilen bir avuç kimsesiz, geçmişte zaten Gazze'nin bilmemkaç katı verimli, stratejik toprağı zaten kaybetmiş. İslam iddiasındakilerle birlikte tüm dünya yine seyrediyoruz. Kendilerini karşılarındaki vahşiden korumak için tırnaklarından başka birşeyleri olmayanlar, bu zayıflıklarının bedelini organlarıyla, sevdikleriyle, canlarıyla zaten ödüyorlar.
Elimizi uzatıp da yardım edemediğimiz bu kimselere, dillerimizle zulüm bari etmeyelim derim. İslama göre bu iddiaların da hesap gününde bir karşılığı olacaktır. Kötü bir yol açarak, yarın onlar için birşeyler yapmaktan imtina edilmesine sebep olmak tehlikesi de bonusu diyelim.