Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
ne pasaklı siyaset böyle!
tkp kuruluş yılı olan 1920'den itibaren etki alanı içerisinde tamamen parti ve komünist çıkarlar ekseninde faaliyet göstermiş, açığa çıkmayan ve kendi içerisinde çelişkiler barındıran belgelerden habersiz olan halk yığınlarını, haberleri olması durumunda çıkarlarına fayda sağlayacak deklarasyonlarla avutmuştur. geçmişte olduğu gibi günümüzde de bu avunmadan nasibini alırken kundağa sarılı halde tutalan Kürt halkı, kıpırdadığı ya da kundağından çıkmak istediği anda ya emperyalizmin bir ajanı ya da irticayı savunan bir derebeyi olmakla itham edilmiştir. Kürtler için kullanılan bu ithamların yalnızca komünistler tarafından edilmediğine objektif bir çözümleme neticesinde ulaşılabilir. tkp her ne kadar kendi çıkarlarına hizmet edilmediği anda bu ithamlarda bulunsa da, kemalist rejim kürtleri türk olarak görmediği her alanda bu ithamları silah olarak kullanırlar. şex said isyanının asli amacı belgelerle gizlenmeye çalışılmış ve milli bağımsızlığı uğruna şehit edilmiş şex said adından ve tarihte büyük yankı uyandıran bu isyandan geriye yalnızca irtica kalmıştır. temellerinin anti-Kürtçülük ve anti-sağcılık üzerine kuran resmi ideoloji, bünyesinde yeni bir sağ kesim yaratmıştır. sağ kesimin ekmeğine yağ süren irtica mevsuzu, kendileri tarafından yüceltilen şex said'in yalnızca islam için şehit düştüğü öne sürülmüştür. diğer yandan tıpkı kemalistler ve komünistler gibi kürtlük ve azınlık hakları gündem olduğunda kardeşlik ve islam ümmet birliği sloganları atılmış, azınlık haklarının emperyalizme hizmet ettiği öne sürülmüş ve Kürtler ajan olmakla itham edilmiştir. böylece Kemalist ideoloji tek taşla bilmem kaç kuş vurmuştur... tc paradigması içerisinde her ne kadar kulvarları ayrı gibi gözükse de sağ, sol ve kemalist güçlerin Kürtler mevsuzundaki ortak görüşü, onların daima sömürü altında tutulması ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanılması olmuştur. onların kavga sebebi, kürdistan coğrafyasının ve kürtlerin kim tarafından daha rahat sömürüleceği ve etkili bir silah olarak kullanılacağı mevsuzudur. neticede İsmail beşikçi'nin dediği gibi "onlar kemalist değiliz derken bile kemalisttir!" tkp'nin 1920 öncesi yapılan toplantılardan yayınlanan belgelerinde milli mücadeleyi destekledikleri açıkça görülebilir. «Komintern'in milli mücadeleyi destekleme yaklaşımı, milli mücadelenin anti-emperyalistliğinden ziyade, Sovyetler birliği'nin güvenliği ile ilgili bir sorundur.» tkp'nin iddia ettiği gibi şex said isyanından tutun da, belgelerle ve belgeler dışında yaşanmış bütün Kürt isyanlarının İngiliz ve dünya emperyalizmine hizmet ettiği savı son derece riyakarlık barındıran ve objektiflikten uzak bir tutumu sergiler. tam da burada Kürt isyanlarında emperyalizm yatağı aranmadan önce milli mücadelenin anti-emperyalistliği sorununu irdelemek gerekir. «milli mücadelenin, resmi ideoloji tarafından ileri sürdüğünün aksine, başta İngilizler olmak üzere, emperyalizme karşı bir hareket değil, fakat emperyalizmle uzlaşma yanlısı bir hareket olduğu söylenebilir. kapitalist dünya sisteminin emperyalist aşamaya ulaştığı bir dönemde sömürge ve yarı-sömürge ülkelerde gerçekten milli, emperyalizm karşıtı bir burjuvazi aramak boşunadır. III. enternasyonal, söz konusu ülkelerdeki gerçek durumla ilgili hiçbir zaman tutarlı bir bilgi birikimine, dolayısıyla tutarlı tahlillere ulaşamamıştır. zaten böyle bir şeye niyetli de değildir. milli mücadele'nin lider kadrosu nasıl "Osmanlı'dan kalan bölgelerden ne koparabilirsem kârdır" mantığıyla yola çıkmışsa, bu pragmatik yaklaşımın ötesine hiç geçememişse; komintern de, sömürge ve yarı-sömürge ülkelerdeki hareketlerden "ne ölçüde yararlanabilirsem iyidir" biçiminde bir yaklaşım benimsemiştir.»(bkz: fikret başkaya, paradigmanın iflası) bu aşamanın ardından tkp'nin 20 sonrası belge ve toplantılarında azınlık hakları ve milli ekalliyetler konusu yer almaya başlar. Kürt isyanları ve ertesinde yayınlanan belgelerde kültürel hakların göz ardı edildiği ve iktisadi haklara komintern çıkarları doğrultusunda imtiyaz verildiği görülür. yine bu hakların bağımsızlık yanının bulunmadığı ve Türk emekçi kitleleri içerisinde eritilmek istenen Kürt köylü ve emekçilerinin birlikteliğine vurgu yapılır. ard arda yayınlanan bu belgelerde Kürt isyanlarının irticai boyutuna değinilir. Kürt halkı cahil kalmakla ve başlarında bulunan isyancıların İngiliz emperyalizmine hizmet eden, derebeylik ve burjuva sistemini yeniden boyutlandırmak isteyen kişiler olmakla itham edilir. mevcut durumda ise resmi ideoloji tasdik edilmeye devam eder. yalnızca komintern çıkarları açısından Kemalizmin tehlike arz ettiği Kürdistan coğrafyasında iktisat politikası şiddetle eleştirilir ve azınlık haklarına ılımlı tavırlar sergileyerek Kürt halkını türk emekçisi ile birlikteliğe çağırır. netice itibariyle dönemin ve günümüzün marxsist-lenist politikaları da dahil olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti ekseninde hareket eden yapılanmalar anti-Kürt tutumları ile Kürt halkına daha fazla sömürülmesi dışında hiçbir imtiyaz vaat edemezler.
Komintern TKP ve Kürt İsyanları
Komintern TKP ve Kürt İsyanlarıErden Akbulut · Yordam Kitap Yayınevi · 20223 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.