Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Öyleyse bilgi derken tam olarak ne demek istiyoruz? Bilgi kavramının anlaşılması zor olmasa da, sözcük olarak içinde kullanıldığı bağlamlar düşünüldüğünde bazen kafa karışıklığına yol açıyor. Bilgiyle ilgili yeterli materyale erişilememesiyse işleri daha da kötüleştiriyor. Son zamanlarda sağanak şeklinde yağan bir dolu kitap var ancak bunların çoğu fazlasıyla teknik ve ilmi yaklaşımları okuyucuya hitap etmiyor. Birkaç defa “bilimsel-iletişim” inisiyatifi almış olsam da, bilgiye dair işe yarar bir başlangıç yapmam istendiğinde önerilerimin bir şekilde sınırlı olması beni hayal kırıklığına da uğratıyor. Neyse ki tam on beş yıldır kendine (ve farkında olmadan karşılaştığı insanlara da) bilgiyi açıklamaya çalışan bir kişi olarak, bu mücadelede pas diyeceğime, gece yarılarına kadar oturup çalışmanın daha iyi bir yol olacağına karar verdim. Bilgi kavramının daha zor anlaşılmasının iki ana sebebi vardır. Öncelikle, bilgiyi çok çeşitli yollarla tanımlayabiliyor oluşumuz bir sorun yaratıyor. Bilgiyi faydalı bir şeyler yaparken kullanabileceğimiz bir nicelik olarak mı tanımlayacağız, yoksa işimize hiç yaramıyor olsa da ona bilgi mi diyeceğiz? Bilgi objektif midir yoksa sübjektif mi? Örneğin aynı mesaj ya da haber parçası iki farklı insan için aynı bilgiyi mi taşır? Bilgi kendi doğasında insani bir şey midir, yoksa hayvanlar da bilgiyi işleme süreci yürütüyorlar mı? Üzerinde uzlaşılmış ve kabul görmüş bir bilgi tanımına ulaşma mücadelesi içindeyken sorulan bu sorular olaya hem renk hem de enerji katıyor. Bilgiyle ilgili ikinci bir zorluk da şudur. Bilgi kesin olarak tanımlandığında öyle bir yöntemle ölçülmüş oluyor ki matematik olmaksızın aktarımını yapmak kolay olmuyor. Gerçekten de bilim insanları bile yeni bir denkleme ayak direyebilmektedirler. Sonuç olarak bilirkişiler de, bilirkişi olmayanlar da, bilgi kavramını ayrıntılı ve kesin bir yolla popülerleştirmekten uzak duruyorlar. Stephen Hawking bile çok satan kitabı Zamanın Kısa Tarihi'ni yazarken, kullandığı her denklemin satışları yarıya düşürebileceği konusunda editörü tarafından nazikçe uyarıldı. Bütün bu mücadeleler içerisinde dahi bilginin üzerinde uzlaşılan ve açıkça anlaşılan bir tanımı yapılabilmektedir. Dahası bu tanım objektif, tutarlı ve geniş kapsamlı kullanılabilirdir. Şimdi tüm gereksiz detayları bir yana bırakalım ve bilginin anlamsal özünü birkaç sayfa içinde biçimlendirelim. Modern bilgi kavramımızın kökenini Antik Yunan'da bulmamız hiç de şaşırtıcı gelmiyor. Antik Yunanlılar, herhangi bir olayın bilgi içeriğinin bağlı olduğu tek şeyin, o olayın olma olasılığı olduğunu öne sürdüklerinde bilginin tanımının zeminini de hazırlamış oldular. Aristoteles gibi bazı filozoflar bir olay bizi ne kadar şaşırtırsa, olayın o denli bilgi taşıdığını ileri sürdüler. Bu mantığa göre İngiltere'de açık ve güneşli bir sonbahar günü oldukça şaşırtıcı olurdu, oysa bu sonbahar ayında ara ara çiseleyen yağmur muhtemelen kimseyi şoka uğratmazdı. Buradan daha az olası, yani oluşma olasılığı çok küçük olan olayların bizi daha fazla şaşırtan ve sonuç olarak daha çok bilgi taşıyan olaylar olduğunu çıkarabiliriz. Bu mantığı izlediğimizdeyse bilginin olasılıkla ters orantılı olmak zorunda olduğu sonucuna varabiliriz, yani daha az olasılıklı olaylar daha fazla bilgi taşırlar. Bu yolla bilgi olasılıklara indirgenmiş olur. Böylece olasılıklara insan yorumundan ya da başka şeylerden bağımsız olarak objektif anlam yükle nebilir (yani İngiltere'de fazlasıyla yağmur yağması olgusundan hoşlanmasanız da, bunun olma olasılığını değiştiremezsiniz.) Bilginin bir başka önemli niteliği daha var ve objektiviteyle birlikte bizi bilginin modern ölçümüne götürüyor. Bilgiye birbirini takip eden fakat birbirinden bağımsız iki olay dahilinde baktığımızı varsayalım. Örneğin bu gece dışarı çıkma olasılığımla ilgili belli bir oran var ve diyelim ki p. Yine `'lık bir oran da cep telefonuma bir çağrı alacağımı varsayıyor (bu durum evde ya da dışarıda olmamdan bağımsız gelişebilir). Buna göre dışarı çıkma ve dışarıdayken cep telefonuma bir çağrı gelmesi olasılığı nedir? Bu durumun gerçek- leşmesi için her iki olay da olmak zorunda olduğuna göre, durumun olma olasılığı iki olasılığın sonucudur. Bu sonuç da B'dir (100'e bölünen 70, 100'e bölünen 60'la çarpılır). Peki bu birbirinden bağımsız iki olaydaki bilgi miktarı hakkında ne diyeceğiz? Eğer bir olayın ve ardından diğer olayın birbirinden bağımsız gerçekleşmesiyle ilgili kafa karışıklığı varsa, son kertedeki şaşkınlığınız yalnızca yeni gerçekleşen (B) olayın olasılığına bağlı olarak artacak. Yani bağımsız olaylar oldukları düşünülen ilk iki olaydaki total bilgi, iki ayrık bilgi miktarının toplamı olmalı ve bilginin formülü bir fonksiyonla ifade edilmelidir. Yani iki olasılığın sonucunun bilgisi tekil olaylarda kapsanan bilginin toplamını vermelidir.
Sayfa 39 - 40 - 41 - PdfKitabı okudu
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.