Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

ALIŞIRSIN ZAMANLA! Zaman, insanın en büyük teselli aracıdır ömrü boyunca. Her türlü acının üstesinden onunla gelmeye çalışır. Gücünün tükendiği yerde her şeyi zamanın kendi akışına bırakır ve sabırla bekler. Bir dua gönderir göğe doğru, onun kabulü için zamanın eteklerine tutunup bekler. Derin yaralarının kapanıp kabuk bağlaması için zamandan yapılmış bir merhem kullanır. Bir gurbetin vuslata ermesi için zamanın elinden tutarak bir yolculuğa çıkar. Toprağa atılan bir tohumun filizlenmesi için yağmura bulandırır zamanı. Tabi ki zamanı da yalnız başına kullanmaz insanoğlu, onun sabırla harmanlaması gerekir. Sabır olmazsa zaman tek başına acı bir tat bırakır damakta. Zamanın acımasızlığına sabrın verdiği güçle karşı konulabilinir. Zamanın neler getireceğini beklerken sabırdan örülü bir hırka alırız üzerimize. Bekleme gücümüz tükendiğinde ona sıkı sıkıya sarılır ve derin bir nefes alırız. Sonra bir bakmışız her ne ise sonuç, onu da kabullenmişiz. Sabır ve zamanın yanına bir başka dost da eklenebilir: unutmak! Belki de insanoğluna verilmiş en büyük hediye! Her şeyin sonunda zaman geçer, acılara alışılır ve fark edilmeden çoğu unutulur. Yoksa onların biriktiği bir yürek, acıdan nefes alamaz olur ve sonunda bir köşede yığılıp kalır. Unutmak da aniden olmaz, zamanın attığı her adımda yavaş yavaş, azar azar olur. Önce alıştırır zaman, sonra unutturmaya başlar küçük adımlarla. Parça parça silinmeye başlar izleri acıların… Hayata tutmak için ihtiyacımız olan şeylerin başında, umut ve hayallerimiz gelir. Hayaller kurarız hiçbir sınırlamaya maruz kalmadan kendi dünyamızda ve onun gerçekleşmesi için elimizden gelen çabayı gösteririz, bu çabayı gösterirken de umudumuzu yitirmemeye çalışırız. Ne yaparsak yapalım, ne kadar umut edip ne kadar çabaşarsak çabalayalım her şey dönüp dolaşıp aynır yere dönüyor: zamana! Zaman da aslında sadece bizim bazı şeylerin düzelmesini beklerken dinlendiğimiz bir duraktır. Bu bekleyiş bazen uzun sürer, bazen beklenmedik kadar kısa fakat bir bekleyiş daima vardır. Her ne kadar bizler zamanın ardına gizlensek de asıl yaptığımız şey, verdiğimiz emeklerin bir neticeye ya da istediğimiz şekilde bir sonuca varmasını beklerken onu Rabbimizin kudretine bırakmaktır. Zaman, sadece bir perdedir gerçeklerin ardına gizlendiği. O sadece kendi akarında gelip geçer, bizler ise tevekkül ederken onun bu kendi halinde geçişine bırakırız düşlerimizi. Çokça derin düşünmeden etrafınıza ya da aynaya bakmanız bile yeterli. Televizyonda karşılaştığımız kötü bir olay, öldürülen çocuklar, katledilen insanlar… Sürekli ekranda ve sosyal medyada karşınıza çıkınca artık normalleşmeye başlıyor bu da yine zamanın eliyle yapılır. Alışmak bir süre sonra tepkisizliğe de sebep olur ve her şey sıradanlaşır. Yani; “Zaman, her şeyin ilacı değilidir; sadece acıya yavaş yavaş alıştırır.”
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.