Siz Eros’u nasıl bilirdiniz? Şahsen ben bu kadar karizma ve bi o kadar aşık bilmezdim. Ve en başından beri söyledim Psykhe’ye asla lanetle aşık olmadı o. Onların birleşmesi ve ayrılışları, yeniden bir araya gelene kadar birbirlerinden habersiz asla birbirlerinden vazgeçmemeleri, ayrıca asla şüpheye düşmeden, dolandırmadan konuşmaları… Bir efsane de ve bir kitapta beklediğim her şey vardı. Eros’u bir tık üstü gelene kadar böyle hatırlayacağım. Kitaba gelirsek ise, aslında aynı zaman diliminde hem canım Eros’un hem de Psykhe’nin ağzından okumak daha çok sevmeme sebep oldu. İkisininde hislerini düşüncelerini okurken içine öyle çekiliyorsunuz ki gerçek dünyaya dönmek zor oluyor. Psykhe bir prenses ama daha doğmadan önce kahinin kehaneti yüzünden bir prens gibi büyütülüyor. Kaderinde bir canavarı öldürüp kahraman olmak varken kim sanardı günün sonunda bir tanrıça olacağını. Psykhe’nin o güçlü doğası, o kadınsılığı ve asla boyun eğmemesi onu gözümde asıl kahraman yaptı. Ama aralarını bozan Afrodit’in laneti olunca aşkları böylece gerçek mi yoksa sadece efsane mi onu öğreniyorsunuz. Gerçek aşkı nerede olsa tanırım, en başından sonuna kadar kavuşacakları o harika sahneyi bekledim ben. Hele de Eros’un Psykhe’yi tanrılar mertebesine taşıma isteği yok mu ah ah be Eros, sanki okunu benim kalbime attın..

Psykhe ve ErosLuna Mcnamara · Dex yayınevi · 094 okunma

·

54 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gamze Demirkol