Kitabı ikinci defa okuma şansım oldu, ilk okuduğumda daha çok keyif almıştım. Buda bana zaman / mekan değiştikçe algılarımız ve duygularımızın değiştiğini, zamanın avazı çıktığı kadar tekrar tekrar bagirmasiydi. Eyvallah zaman sensin ve aberaberiz :) Finali çok hoş değil, belkide alışıla gelmiş değil benle hiç örtüşmedi. Türk kulturunude yansitmiyor. Sanki How ı Met Your Mother :) Sebahattin Ali denilince hep aklıma Kürk Mantolu Madonna geliyor. O kitapta yapmış olduğum kavgaları bu kitapta o kadar şiddetli hissetmedim. Yeri geldi Macide'ye, yeri geldi Ömer'e kızdım. Ama kaderin karşına nerde ne zaman ne çıkaracağını bilemiyorsun. Farklı farklı konular arasında devamlı geçişler var Aşk, alkol, siyaset, maddi imkansızlıklar, korku, suçluluk psikolojisi,dönemin kulturel yapısı, aile ilişkileri ilk aklıma gelenler. İstanbul'u yakinen bilenler kendilerini biraz daha kitabın içinde bulabilirler. Kitaptaki karakterlerin zamanındaki yazarların olduğu bazı incelemelerde belirtilmiş benim ilgimi çekmedi, fakat komünizm savunan gençlerin akıbeti öyle anlatilmiski, hala aynı senaryo devam ediyor diye düşünüyorum. Olaylar büyük tesadüflere dayandırılmasi, buram buram kurgu kokusu veriyor. Bununla beraber ana iki karekterin Macide'in mektubu ve Ömer'in Bedri'ye açıklamaları başlı başına irdelene bilir. Güzel kitaptı, okumanızı tavsiye ederim ama önce Madonna :)

İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172bin okunma

··

178 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yusuf Demir