Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

544 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Sessiz Bir Ağıttır Doğu'da Kadın....
Şimdi ne yapacaktım? Ne yapabilirdim ki? Kaçıp kurtulmak istedim. Çocuklarım olmasaydı, çoktan kendimi çöllere vurup kaybolurdum ama onları ortada bırakamazdım. Gemisi batmakta olan ve yolcularının umut dolu gözlerle baktıkları bir kaptana benziyordum. Oysa gemimden daha kötü durumdaydım. Kadın olmanın başlı başına suç sayıldığı topraklarda doğup büyüyen Masume, İran Devrimi öncesi ve sonrasının yarattığı baskıcı süreçten nasibini almış genç bir kadındır. Buna rağmen, maruz kaldığı toplum baskısını hiçe sayarak varlığını kabul ettirme mücadelesinden asla vazgeçmez. Başkaları tarafından yazılan bir kaderi yaşamak zorunda kalan Masume'nin erkek egemenliğine karşı direnişini anlatan bu roman, okuyucularını umut ve acının iç içe geçtiği dokunaklı bir hikâyeye davet ediyor. "İnançlar ve gelenekler, hayallerle çatışırsa ne olur? Mevsim Hep Sonbahar bu soruya yanıt arayan bir uyanışın hikâyesi." "Doğu'da kadın olmanın zorluklarını çarpıcı bir gerçeklikle anlatmakla kalmayıp, İran'ın siyasal ve toplumsal tarihine de ışık tutan bir başyapıt." Doğuda kadın olmak gerçekten zor bir iştir. Hele 1900'lü yılların ortasında daha da zor bir iştir. O dönemlerde İran ile bizim toplumumuz arasında da bir fark olduğunu düşünmüyorum. Kitap İran Devrimi'nin öncesi ve sonrasında yaşanan olaylara ve bir kadının hayat hikayesine odaklanmış. Bir erkek olarak siz karar verebilirken, bir kadın olarak ise sizin adınıza kararların verildiği, sizin yerinize seçimlerin yapıldığı kültür bana göre detaylıca anlatılmış. Tüm bunlara rağmen hayata sımsıkı tutunan, elinden geldiği kadar kendi hayatına sahip çıkmaya çalışan kısmen de bunda başarılı olmuş bir kadının hikayesi anlatılmış. Başına gelen tüm şeylerin aslında özeti kitap içerisinde geçen "Her iki seferde de bu ölümü bana uygun görenlerin sevdiğim insanlar olmaları." cümlesidir. Kitap birazda aşağıdaki soruları biri sormuşta işte böyle olurdu gibi cevap niteliğinde. Birisi bizim hakkımızda karar verse ne yapardık? Her zaman birinin haysiyeti için kendi hayatımızı yaşamaya çalışsak nasıl olurdu? Akrabalarım, arkadaşlarım, komşularım ne der diye bir hayatı yaşamak nasıl olurdu? (Gerçi bunu çok sık yapıyoruz). Bu yüzden hep başkalarına yetişmekten kendimize geç kalıyoruz. Sonra da hayat bitiyor malesef. Bu kitap anneliği ne kadar kutsal olduğunu, çocukları için ne kadar çileye katlanabileceğini tabiri caizse çocuklar için hayatından vazgeçmesini anlatır. "Kadınların en büyük destekçisi yine kadınlar olması gerekirken en büyük engeli yine kadınların çıkardığını gösteriyor. Kitapta anlatılan kadının önüne sürekli "Aman öyle deme babanın şerefi ne olur aman böyle söyleme kardeşlerinin haysiyeti ne olur 'gibi engellerin çıkarıldığını görüyoruz. Bu kitap için daha söylenecek çok şey var fakat daha fazla uzatmak istemiyorum. Okuması güzel bir kitaptı. Yer yer masumeye üzüldüğüm gözlerim dolduğu oldu.. Kadın olmak zor olduğu kadar kutsal bir şey aslında... Cesareti, evlatlarına sahip çıkışı, acılara göğüs gerişi... Yıllar sonra tam mutluluğu yakalayacak daha 16 yaşındayken sevdiği adamla evlenmek isterken evlatları engel olmasalardı da keşke bu hikaye mutlu bitseydi... Harika dokunaklı bir kitap.. Okuyun okutturun efendim :) :) :)
Mevsim Hep Sonbahar
Mevsim Hep SonbaharParinoush Saniee · Martı Yayınları · 2014129 okunma
·
1 artı 1'leme
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.