Ücretli emekçilere efendi-arzuyu benimsetmek, aslında onları basbayağı "işletmek" demektir. Esir alanın hizmetinde hareket etmenin, kendi kendilerini "gerçekleştirmeye" çalışmak olduğuna, arzularının tam da bulundukları yerde olduğuna, -güzellik faydaya, öznenin "başarıları" da maddi idamesinin gereklerine eklendiğinden- bazı şeylerin "talih"in işi olduğuna inandırmaktır: Duygu uyandırmaya yönelik bütün bu hayali işlemler, duygu sömürüsüyle ilişkilidir ve bu işlemler başarılı olduğunda, çalışanlar -yaygın tabirle- işe sallana sahana değil, artık koşa koşa gitmeye başlar.