Yerdeniz Büyücüsü serisi benim büyük umutlarla başladığım ancak ilk kitabı okuduktan sonra yazara dair tüm heveslerimin kaçtığı bir seriydi . Ya da en azından ilk kitabı okuduktan sonra öyle düşünüyordum . Ancak böylesi ünlenmiş bir seriyi sadece ilk kitabını okuyarak bırakmak istemediğime karar verdim ve ikinci kitabı da okudum . Şimdi iyi ki yarım bırakmamışım diyorum . Her ne kadar ilk kitabı beğenmeyince o hayal kırıklığıyla inceleme yazmamış olsam da bitirdiğim zaman asla bir kitap okumuş gibi hissetmemiştim . Daha çok sanki kitabı okuyan birisi bana kitaptaki en önemli olayları atlaya atlaya anlatıyormuş hissiyatına kapılmıştım . Ve bu sebeplerden ilk kitabın ana karakteri olan Çevik Atmaca ‘ ya ( Ged ) ısınamamıştım . Bu kitapsa benim için tamamen sürpriz oldu .
Bu kitapta küçük yaşlarından itibaren bir tapınağa kapatılmış olan Tenar ‘ ın öyküsünü okuyoruz . Yeni bir dünyanın kapılarını her aralamaya çalışışında engellenen , hayatın gördüklerimizden ibaret olduğuna inandırılan , küçüklüğünden beri sadece kabullenmek üzere eğitilen , yer altının karanlığına mahkum edilen ama tüm bunların yanında insan olma çabasıyla direnen Tenar ‘ ın öyküsünü . İşte böyle bir durum içerisindeyken bir gün Tenar ‘ ın yolu Çevik Atmaca ‘ yla kesişir . Artık önünde daha aydınlık bir dünyanın kapısı vardır .
Bana kalırsa hem sürükleyiciliğiyle hem anlatımıyla hem de verilen mesajla ilk kitaptan çok çok yukarılardaydı Atuan Mezarları . Bu yüzden serinin ve yazarın diğer kitaplarını oldukça merak ediyorum diyebilirim . İlk kitabı okuyunca benim gibi düşünen ve seriye devam edip etmemek konusunda kararsız kalanlar varsa ikinci kitaba bir şans vermeleri gerektiğini düşünüyorum .
——————————————————————————————-
" Öğrenmeye başladığı şey aslında özgürlüğün yüküdür . Özgürlük ağır bir yüktür , ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk . Kolay değildir . Verilen bir armağan değil , yapılan bir seçimdir ; bu seçim zor bir seçim olabilir . "