Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Alıntılar:
"Sadece kendilerini hiçe sayan mütevazi insanlar kötülerin ruhlarına dokunabilir." s.47 "Yaşamak tam anlamıyla bir oyundur. Tüm emeklerinizi, tüm düşüncelerimizi, tüm ruhumuzu ve varlığımızı ortaya koyduğumuz bir oyun. Sahip olduğumuz bütün zamanınız sadece bundan ibaret." s.57 "İnsanlar gözyaşlarını ciddiye alma eğilimindedir. Aslında gözyaşı ile kahkaha bir ön ve arka yüzden ibarettir. Kahkaha yalnızca bir tavır ve sesten ibaret olduğu gibi gözyaşı da sadece saçma sapan su damlalarından ibarettir. Böyle şeyleri çok ciddiye almak aptallıktır." s.72 "Dönem denilen şey son derece acayiptir. Kesinlikle o dönemin en büyüğü, en iyisi olduğunu söyleyemeyeceğimiz kişiler, o dönemde kabul gören anlayışa uygun oldukları için en büyük ve en iyi denilen pozisyonlara gelebiliyorlar. Tam tersine onun emri altındakiler arasında kendinden çok daha iyiler olsa da dönemin anlayışı ile fikirleri örtüşmezse kişilikleri uygun görülmediğinden hiçbir sonuca ulaşmıyor. Sanat, dönemin yönelimlerine göre rağbet gördüğü için bu durum özelikle önem kazanır. Revaçta olan yazarlar dönemin anlayışına sahiptirler. Bu yüzden şaşırticı derecede az sayıda insan sonsuzluğa bir iz birakabilir. Çoğunluk ise bunun aksine tarihe gömülür." s.77 "Bazılarıysa askeri sansür nedeniyle yazmanın mümkün olmadığını söyleseler de hangi gerçekleri anlatacak bir metin olacağına dair fikirleri zaten yoktu. Özetle, hangi devirde olursa olsun, bu tarz insanlarda anlamı olmayan boş bir ego vardır. Rüzgâr nereden eserse o tarafa yönelir, popüler romanların anlatımlarını örnek alarak dönemi böyle ifade edebileceklerini zannederler." s.88 "Politikacıların Makyavelist taktikleri şeytanca bir yöntem olsa da bu şeytanların küçük birer çocuk gibi kendi kurguladıkları tanrıya tapması çok da garipsenmezm. Yani, her türlü tutarsızlığın mümkün olduğu bir dönem söz konusu." s.118 "Savaş sonrası bizler her türlü özgürlüğe kavuştuk. Ama insanlar her türlü özgürlüğe sahip olduklarında akıl erdiremedikleri sınırlamalar bulunduğunun ve özgür olmadıklarının farkına varırlar. İnsanoğlunun sonsuz bir özgürlüğe sahip olması mümkün değildir. Çünkü insanlar yaşar ama ölmek zorundadırlar ve düşünmeyi bırakmazlar. Siyasi reformlar bir günde gerçekleşir ama insanın değişimi öyle kolay olmaz. Uzun zaman önce Antik Yunan'da keşfedilen toplumsal yapılanma için ilk adımın atıldığı günden bu yana insanlar ne kadar değişim gösterdi acaba?" s.123 "İnsanlar değişmez sadece özlerine dönerler. İnsanlar yozlaşır. Sadık askerler de rahibeler de yozlaşır. Bunu önleyemezseniz ve engelleyerek de insanları kurtaramazsınız. İnsanlar yaşarlar ve yozlaşırlar. Bunun dışında insanları kurtarmak için kestirme bir yol yoktur. Savaş kaybedildiği için yozlaşmadılar. İnsan oldukları için yozlaşıyorlar ve yaşadıkça yozlaşmaya devam edecekler. Ancak insanlar sürekli olarak yozlaşmazlar. Çünkü insan yüreği acılara karşı çelik gibi olamaz. İnsanlar zavallı ve savunmasızdır. Bu nedenle de aptaldır. Ancak sonsuza kadar yozlaşacak kadar güçlü değildir." s.123 "Kendinizi tanrı ilan ederek halktan mutlak saygı talep etmek mümkün değildir. Ancak kendiniz imparatora secde ederek imparatoru iyice tanrılaştırıp bu olguyu halka dayatmanız mümkündür. Bu sayede diledikleri imparatoru destekleyerek imparatorun önünde secdeye durup kendileri imparatora boyun eğerken halka imparatorların haysiyetini dikte ediyorlar ve kendi yarattıkları imparatorun itibarını kullanarak emirleri onlar veriyorlardı." s.129 "Siyaset ve toplumsal düzen, gözenekleri çok iri olan ağlardır ve insanlar asla o ağlara takılmayan balıklardır. İmparatorluk sistemi denilen mekanizmayı yıkıp yeni bir sistem yaratsak bile onun da nihayetinde aynı mekanizmanın evrilmiş hâlinden başka bir şey olmayacağı gerçeği inkâr edilemeyen bir kaderdir. İnsanlar sürekli ağdan geçer ve yozlaşarak sistemden intikamını alır." s.135 "İnsanlara sonsuza kadar yozlaşabilecek kadar güçlü bir ruh bahşedilmiş değildir. Birtakım mekanizmalara dayanarak bu düşüşü engellemeden duramazlar. Bu mekanizmayı kurarlar, mekanizmayı bozarlar ve insanoğlu ilerleme kaydeder. Yozlaşma, düzenin anasıdır. Bizim her şeyden önce yapmamız gereken de bu yürek parçalayıcı insanlık gerçeğini son derece acımasız bir gözle incelemektir." s.136
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.