Merhaba değerli okurlar. Açıkçası pek sevemediğim ama yarım bırakmak istemediğim için devam ettiğim bir kitabın incelemesiyle "Kırmızı Saçlı Kadın" kitabının incelemesiyle karşınızdayım. Öncelikle inceleme de yazdıklarımın hepsi kişisel görüşlerimdir. Benim kitaba dair bakış açılarım ve yorumlarımdır. Okurken bu hususa dikkat etmenizi rica edeceğim :) Olay Cem adlı bir çocuğun babasının kendilerini terk etmesiyle başlıyor. Cem'in babası eczacılık yapmaktadır. Siyasi bir geçmişi olduğu için daha önceleri birkaç kez tutuklanmış ve eziyete maruz bırakılmıştır. Bir gün ortadan kaybolur. Daha önceden de ortadan kaybolmuştur fakat bu sefer ki tamamen bir terk ediştir. Cem, babasının onları terk etmesi sonucunda annesiyle maddi anlamda zorluk çekmeye başladığı için çalışmaya başlar. Deniz Kitapevi adlı bir kitapçıda işe başlar. Cem, işinden çok memnundur. Kitaplarla ilgilenmeyi oldukça sever. İleride yazar olmak gibi bir hayali vardır. Fakat maddi durumları daha kötüye gitmeye başlayınca annesi ile teyzesinin yanına taşınırlar. Eniştesinin kendisine bulduğu yeni işte çalışmaya başlar Cem. Tarlaya bekçilik yapacak olan Cem, çalıştığı sıralarda kuyu kazan Mahmut Usta ve çırakları ile tanışır. Cem’i seven Mahmut Usta, işi bittikten sonra başka bir işe gideceğini Cem'e söyler ve çırak olarak gelmesini ister. Hem kuyu kazma işi ilgisini çektiği için hem de parası iyi olduğu için işi kabul eder Cem. Amacı biraz olsun para kazanmak ve geri dönüp üniversite için dershaneye yazılmaktır. Mahmut Usta'yla gittikleri araziyi dolaştıktan sonra Mahmut Usta kuyuyu kazacağı yere karar verir. Hemen işe koyulurlar. Mahmut Usta kazma işini yaparken Cem ve yeni çırak Ali ise çıkan toprakları taşır. Gündüz çalışırlar, akşamları ise kendi yaptıkları yemeği yer ve çoğunlukla çekmeyen televizyondan bir şeyler izlemeye çalışırlar. Çalıştıkları araziye yakın olan Öngören kasabasına da uğrarlar. Cem ilk gittiği gün bir aile ile karşılaşır; Ancak Cem’in ilgisini çeken aile değil ailenin içindeki Kırmızı Saçlı Kadın’dır. Cem ilk görüşte bu kadına aşık olur. (Kadın neredeyse kendisinin iki katı yaşındadır. Ve Cem efendi de daha 16 yaşındadır). Daha sonraki akşamlarda Öngören’e Kırmızı Saçlı Kadın’ı görebilmek umudu ile gider ancak bunu uzun bir süre başaramaz. Öngören’e gitmediği günlerde Mahmut Usta’nın anlattığı masalları dinleyen Cem, Mahmut Usta’yı babası gibi görür. Daha sonra kadını görür tanışır falan filan... Burada durmak zorundayım dostlar. Hem spoiler vermemek hem de açıkçası buradan sonra işler iyice -bence- saçmaladığı için. Kitap kısaca 16 yaşındaki küçük bir çocuğun kendisinden yaşı kadar büyük olan bir kadına olan aşkını anlatıyor. Yazarın dilini falan sevdim. Okuyucuyu zorlamıyor ama açıkçası kitaptaki olaylar bana ilerledikçe saçma gelmeye başladı. Ve unutmadan da buraya yazayım. Kitaba adını veren kırmızı saçlı kadının adı Gülcihan. Olaylar ilerledikçe acaba ne olacak diye bir merak unsuru var açıkçası. Ama bazı yerlerde de sadede gel artık dedim. Kitapta Kral Oidipus, Rüstem ve Sührab hikayeleri de yer alıyor. Babanın oğulu, oğulun babayı öldürmesi gibi birtakım hikayeler bunlar ve karakter bunlara pek meraklı. Bu hikayelerle romanın nasıl bir bağlantısı olacak diye düşünürken yazar sonda yaptığı hamleyle kafamdaki bu soru işaretini de kaldırdı. Kitabın sonlarına kadar olayları Cem anlatıyor. Son sayfalarda da kırmızı saçlı kadın Gülcihan anlatıyor olayları. Ve kitap bitiyor. Okunmalı mı bilemem. Herkesin zevki, tarzı farklı sonuçta. Ben çok sevemedim. Ama okuyun okumayın gibi bir yorum yapacak kadar da bilgili saymıyorum kendimi. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar dilerim. Selametle kalın, hoşçakalın :)

Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,3bin okunma

··

6 artı 1'leme

·

211 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

KÜBRA