Soylu Kahraman Don Quijote
İNCELEME METNİ, SÜPRİZ BOZAN (SPOLIER) SAYILABİLECEK ALINTILAR İÇERMEKTEDİR!
“Ben, Tanrı’nın izniyle, şövalyeyim, şövalye olarak da öleceğim. Bazıları kibirli hırsın, kimileri kölece, aşağılık dalkavukluğun, kimileri, aldatıcı riyakârlığın, bazıları da gerçek dinin geniş çayırlarında yol alırlar; fakat, ben yıldızımın gösterdiği yolda, gezgin şövalyeliğin daracık patikasında ilerlemekteyim; mesleğimi icra etmek uğruna mülkümü yabana atsam da şerefimi yabana atmış değilim. Ben kötülükle mücadele ettim; haksızlıklara karşı koydum; terbiyesizlikleri cezalandırdım; devleri dize getirdim; canavarların yolunu kestim; sırf gezgin şövalyelerin âşık olması zorunlu olduğu için âşığım; âşıksam, ahlâksız âşıklardan değil, nefsine hâkim, platonik âşıklardanım. Amaçlarımı daima faziletli hedeflere yöneltirim; ki bu da, herkese iyilik etmek, kimseye kötülük etmemektir.”
Unutulmaz kahraman Don Quijote, böyle ifade etmektedir kendisini ve kutsal görevini. Evet; O, bir şövalyedir. Şövalyelik görevlerinin en kutsalı olan; yüklenmeyi herkesin göze alamayacağı meşakkatlerle dolu; yüksek onur, sınırsız sorumluluk, sonsuz sadakat ve soylu bir aşk gerektiren gezgin şövalyelik mesleğinin en meşhur temsilcisidir. Bunları kendisinin dile getiriyor oluşu sizleri yanıltmasın, son derece alçak gönüllü ve mahzun yüzlüdür.
Yeryüzünde mücadele edilmesi gereken çok fazla haksızlık; savunulması gereken kimsesiz, temiz yürekli insanlar; adalet özlemi içinde masumlar; cömert insanların iliğini sömüren nankörler; yüreklere korku salan devler ve tokaçlar vardır. Evet, bu gerçeği birçok kişi kabul eder; fakat, sadece bir kişi adaletsizlikle mücadeleyi, kimsesizlerin kimsesi olmayı, haksızlıklara dur demeyi, nankörlere hadlerini bildirmeyi, korkutucu devlere ve gürültülü tokaçlara meydan okumayı görev bilmiştir. Don Quijote… Kendisini kıskanan ve peşini bir türlü bırakmayan, kötü kalpli büyücülerin tüm tuzaklarına rağmen…
Tabii, her ne kadar, gezgin şövalyeliğin daracık patikasında tek başına ilerleyecek cesarete ve kuvvete sahip olsa da yanında sorumluluk bilinci yüksek bir yardımcı, bir silâhtarla birlikte yol alması gerekmektedir. Bağlı bulunduğu gezgin şövalyelik tarikatının kuralları gereği bu böyle olmak zorundadır. Geçmiş çağların meşhur şövalyelerinin hayatlarını konu edinen hiçbir tarih kitabı, bunun aksini yazmamaktadır.
Asil kahramanımızın bu kutsal görevinde yardımcılığını, silahtarlığını ve yoldaşlığını üstlenmek de yiğit Sancho Panza’ya düşmektedir. Sancho Panza keskin zekâsı, pratikliği, fedakarca sorumluluk alması ile ve hazır cevaplı oluşu, yüksek kültürü, engin atasözü dağarcığı, müthiş nüktedanlığı ile bu göreve fazlasıyla lâyıktır. Kutsal silahtarlık görevine başladığı andan itibaren, efendisiyle birlikte bütün zorlu görevlere, yüksek bir istek ve heyecan ile atılmaktadır.
Ve, gezgin şövalyelik tarikatının asil kuralları gereği ve bütün gezgin şövalyelik mesleği tarihçilerinin belirttiği üzere, olmazsa olmaz aşk… Asilzade Don Quijote, kendisini adadığı Soylu Dulcinea Del Toboso’sunun uğruna tüm dünya nimetlerine sırt çevirmiştir. Kendisine, kaderin acımasız cilvesi gereği aşk duyması kaçınılmaz olan tüm soylu hanımlara ne yazık…
…
Seyyid Hâmid Badincani’nin uzun uğraşlar sonucu ele geçirilmiş el yazmaları, gerçekten yaşanmış tüm bu olayları, eksiksiz bir şekilde anlatmaktadır bizlere. Badincani’nin anlatılarına ek olduğu iddia edilen, Tordesillas’lı bir sahtekârın yazdığı ikinci bir cilt daha bulunmaktadır; fakat, bizler Badincani’nin el yazmalarının daha güvenilir kaynaklar olduğunu bilmekteyiz.
…
Don Quijote'nin İspanyolca telaffuzu Don Kihote şeklindedir. Ülkemizde, zannedersem farklı bir dilde telaffuzu olan Don Kişot şeklinde dile getirilmektedir.
İspanyol yazar 
Miguel de Cervantes’in, ilginç bir teknik kullanarak kendisini birinci dereceden kaynak değil, Badincani’nin el yazmalarından olayları nakleden bir anlatıcı olarak gösterdiği romanı Don Quijote; Modern Avrupa’nın bu türde yazılmış ilk örneği olarak kabul görmektedir.
Cervantes , bu güzel eserinde, yaşadığı dönemde çokça kaleme alınan şövalye hikayelerini ve insanların, bu hikayeleri, çılgınlık derecesinde takip etmesinin eleştirisini yapmaktadır. Kitabında, yer yer, dönemin güncel olaylarına ve bazı olayların içinde yer alan kendisine atıflarda da bulunmaktadır.
Ünlü yazar; Osmanlı Devleti’ne karşı İnebahtı Deniz Savaşı’nda bulunmuş, savaşta yaralanarak sol elini kullanamaz hâle gelmiş, esir düşmüştür. Esareti sürecinde birkaç kez kaçma girişiminde bulunmuş ve başarısız olmuştur; fakat, kaçma girişimleri neticesinde cezalandırılmamıştır. Başından geçen bütün bu olaylar nedeniyle, eserinde biz Türk’lere de sık sık yer vermiştir. Tabii ki, objektiflik düzeyi tartışmaya açıktır!
Oldukça güzel kurgulanmış bu eser ve yüce kahraman Don Quijote, zaman ayrılıp okunmayı ziyadesiyle hak ediyor. Sizler de, bu soylu yolculuğunda, kahramanımıza eşlik etmek istiyorsanız, daha neyi bekliyorsunuz? Sayfaları çevirmeye başlayınız.
·
57 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.