Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
Konusu itibari ile beni son derece cezbeden, zamanın yaşamlarımızdaki önemini anlatan ve bunu değerli bir bilim adamı üzerinden hem gerçek bir olay üzerinden ele alan hem de kurgulaştıran son derece keyifli bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın hikayesi 1905 yıllarında geçiyor ve bu yıllarda ünlü bilim adamı Einstein bir kuram üzerinde çalışıyor.Bu kuram zamanın düşleri.Yani zaman akarken görecelik teorisine göre aynı anda farklı farklı hayatların kesiştiğini konu alıyor.Görüşe göre bu dünyada zamanın, tıpkı uzay gibi üç boyutu vardır. Nasıl bir cisim, yatay, düşey veya boylamasına üç doğrultuda hareket edebiliyorsa, aynı biçimde üç doğrultudaki gelecek içinde de yer alabilir. Her gelecek, değişik bir zaman yönünde hareket eder. Her gelecek gerçektir diyor.Einstein bu çalışmalara öylesine kafa yoruyor ki arkadaşı ondan biraz bu çalışmalardan uzak kalmasını istese de o, bu arayışını şu sözlerle dile getiriyor: ■ "Zamanı kavramak istiyorum, çünkü Tanrı'ya yaklaşmak istiyorum." (SF 45) Bu kurama göre dünya dairesel ise zaman da dairesel ve insanlar sevinçlerini ve kederlerini tekrar tekrar yaşıyorlar. Kitabın adı Einstein'in Düşleri ama aslında hepsi yazarın düşleri.Kitaptaki Einstein yazarın kendi düşlerini okuyucuya aktarmak için kullandığı bir araç sadece.Tabii yine de bu düşlerin çıkış kaynağı Einstein ve tabii ki bu düşlerin hepsini zamanında muhtemelen Einstein da düşlemiş.Yazar ise bunları eğlenceli bir dille kaleme almış. Zaman gerçekten geçirilen an, o sebeple söylenen her bir sözün, atılan her bakışın, kondurulan her öpücüğün o an kıymeti var.Geçmişi ya da geleceği yok, sadece anı var.O sebeple içinde olduğumuz anda kalmak gerek.Geçmişe takılırsak, ya da gelecek endişesi içinde olursak anda kayboluruz demek. Zaman gerçekten döngüsel.Biz zamanı insansı olarak addediyoruz.Zamanda duygusallığa yer yok.Doğum, yaşam, ölüm üçgeninde akmaya devam ediyor.Her canlı doğuyor, yaşıyor ve ölüyor.Zamanın beklemeye tahammülü yok, zamanın üzülmeye tahammülü yok.O sadece akmakla mesul.Biz yaşantılarımız üzerine nice duygusal sözler söylesek de, bu duygusallık sadece bize mahsus.Diğer canlılar sadece kendilerine verilen görevleri yerine getiriyor.Bizleri ne yaşamla, ne ölümle, ne yağmurla, ne çamurla, ne açlıkla, cezalandırmış Tanrı.Çünkü bu saydıklarımla diğer canlıları da cezalandırmış.Bizleri en çok bunların farkında olmakla cezalandırmış.Farkında olup da bir şey yapamayışımızla cezalandırmış. Diyeceklerim odur ki, zaman geçip gidiyor arkadaşlar, ne hüznümüzü, ne gülüşümüzü takıyor.Sadece geçip gidiyor.Dünyanın başrol oyuncusu ne insan, ne hayvan, ne doğa, zamandır evvelâ.Bazen çok zamansızdır, bazen fazla dakik, bazen geçmez sanırsın, bazen su misali aktı dersin.Demek ki bu zaman nerden baktığına bağlı olarak değişebilen bir şey pekâla.Demek ki zaman göreceliymiş.Demek ki zaman akrep ile yelkovan arasına sığdırılamayacak kadar kudretliymiş... Kitap keyifli bir kitaptı benim için.Kurgusal bir dille yazıldığı için çok alan hakimiyeti istemeyen bir kitap lâkin bana kalırsa özellikle fizikçilerin de okuması gereken bir kitap olabilir.Belki onlar için biraz daha yüzeysel kalabilir ama yine de alanlarına hitap eden bir roman olması ve yazıldığı dilin kalitesi itibari ile okunması gerektiğini düşünüyorum. Tarzı hoşuma gitmiş olması itibari ile temin etmiş olduğum bir diğer kitabı Bay Tanrı'ya hiç vakit kaybetmeden geçmiş bulundum, belki dilimin döndüğünce ona da bir şeyler yazarım, keyifli okumalar.
Einstein'ın Düşleri
Einstein'ın DüşleriAlan Lightman · Aylak Kitap · 2012438 okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.156 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Düşüncenin Gücü okurunun profil resmi
İlgi çekiçi bir kitap, güzel ve doyurucu bir inceleme, teşekkürler.
UFUK okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim hocam, beğenmenize sevindim.Tavsiye ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.