Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kimsenin Freya'dan Haberi Yok/ Jess Tennant Serisi 1. Kitap Kitap İncelemesi
Gerçekten çok beğendiğim ve severek okuduğum bir kitap oldu. Kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. Sonu da tatmin ediciydi. İlk başta kitabın düzeni sebebiyle "Acaba sıkılacak mıyım? Sanki sarmayacak gibi." şeklinde düşüncelerim vardı çünkü paragraflar biraz uzun geldi ve paragraf arası boşlukların olmaması ilk başta biraz göz yorucuydu. Okudukça kitabın düzenine alıştım. Olay örgüsü ve karakterler çok güzeldi. Sayfaları çevirdikçe karakterle bağ kurdum ve sayfalar ilerledikçe onları gerçekten tanıyormuşum gibi hissettim. Kitabın güzel bir kasabada geçmesi de çok hoşuma gitti. Kasabada geçen kitapları okumak benim için ayrı bir keyifli oluyor. Herkesin herkesi tanıdığı, komşuluğun güzel bir şekilde devam ettiği kasabalar bana sıcak bir aile ortamı hissi veriyor. Kısacası kitabı çok beğendim :D Kitabın düzeni sebebiyle 1 yıldız kırdım, bir de bitirdiğim de içimde sanki "Biraz daha bir şeyler olmalıymış" gibi bir his vardı ama bir kitap serisi olduğu düşünüldüğünde bu durum gayet normal. Hikâye diğer kitaplarda daha da açılacaktır. BURADAN İTİBAREN SPOİLER Öncelikle söylemek istiyorum ki Jess okuduğum en iyi kadın karakterlerden biriydi. Zorluklar karşısında asla pes etmeyen, kendi hakkını savunan ve insanlarla yüzleşmekten asla vazgeçmeyen muhteşem bir karakterdi. Ayrıca gerçekten çok da zekiydi bence. Annesi ve teyzesinin ikiz olmaları, kuzeninin dış görünüm olarak Jess'in tıpatıp aynısı olması benim için gerçekten çok şaşırtıcıydı. Okurken dedim "Bu nasıl bir genetik böyle" :D Jess'in kuzenleriyle tanışması, iyi geçinmeleri, aile evini görmesi, kısacası yokluğunu hissettiği o aile hissini yaşayabilmesi beni çok mutlu etti. Umarım diğer kitaplarda da bu durum böyle devam eder. Will ve Jess arasındaki uyum gerçekten çok güzeldi. O atışmalı ama aynı zamanda birbirlerine değer verdiklerini ifade eden sözleri falan aralarındaki kimya gerçekten çok hoştu. İlk başta "Acaba Will ve Freya çıkıyorlar mıydı? Will bu yüzden kaybettiği sevgilisini Jess'te mi arıyor?" şeklinde kafamda bazı endişeler ve soru işaretleri vardı ama neyse ki durum çok daha farklı çıktı. Ryan ve Natasha karakterleri beni çok sinir etti. Ryan kitap boyunca Jess'e resmen yapıştı ve kızın peşini bir türlü bırakmadı -_- Natasha zaten bambaşka bir boyuttu. Freya'ya yapmadığı eziyet kalmamış. Abi birine sahte aşk mailleri atıp onun duygularıyla oynamak, spor odasında saçlarını kesmek nasıl iğrenç ve gaddar bir davranıştır yaa! Hayır bu hakkı kendinde nerden bulmuş diyeceğim ama tabii ki itibar sahibi babasından bulmuş. Jess'i de uçurumla korkutmaya çalıştı. Yalnız o sahnede Jess beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Natasha'ya öyle diklendiği zaman ben de bir şeyler yapacak sanmıştım :D Natasha Jess'i saçlarından sürükleyip durdu. Sonra da Will'in önüne savurdu. Ben bir şekilde Jess kendini kurtarır diye düşünüyordum. Darcy'e söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum. Çok tatlı bir karakter gibi görünüyordu ama ona bir türlü ısınamamıştım. Hayır sen nasıl "En Yakın Arkadaşım" dediğin insana böyle ihanet edersin yaa?! Arkasından Natasha'yla iş çevirdiği yetmemiş, kızın duygularıyla oynamalarına yardımcı olmuş bir de! Hayır hiç mi yüreğin sızlamadı be?! O senin en yakın arkadaşındı! Darcy akşamları nasıl huzurla uyuyabildi gerçekten bilemiyorum. Okurken beni en çok dehşete düşüren kısım Will'in babası Dan'in arabada Jess'e yaklaşımı oldu. Gerçekten midemi bulandırdı. Dan'den ciddi anlamda nefret ediyorum. Gerçekten berbat bir karakter. Zaten işini de doğru düzgün yapmamış Freya dosyasını intihar diye kapatmış hemen. Doğru düzgün araştırmadan. Jess'in annesi ve Will'in babası arasında yarım kalmış bir hikâye olduğunu kitabın sonunda öğrenmiş olduk. Üstelik Will'in babası Dan bunu kitap boyunca herkese hissettirdi. Adamın karısı ölüm döşeğinde, adam yarım kalan aşkının derdinde! Will'e de zaten "Annen sana hamile kalmasaydı onunla evlenmezdim. Artık yarım kalanı tamamlayacağım, kimsenin önüme çıkıp engel olmasına izin vermeyeceğim." şeklinde şeyler söylemiş. İnsan oğluna bunu söyler mi yaa! Adamın kendi öz oğluna söylediklerine bak! Çocuğa resmen olan bir hata/olmaması gereken bir şey gibi davranıyor. Annesiyle evlenme niyetinde olduğu için Jess'e de Will'den uzak durmasını söyledi. Aynı sebeple Will'e de Jess'ten uzak durmasını söylemiş. Kitap sonunda Will ve Jess'in bu konuda yaptıkları sohbet beni çok üzmüştü. Gerçekten kalbim kırılmıştı. Will, birbirlerine karşı hisleri olmasına rağmen resmen "Başlamadan bitsin." Modundaydı. Hayal kırıklığı ve Will'e karşı sinirle okuyordum ki kitap sonunda Jess'in ayağı duvara sıkışınca :D Will onu kurtarmaya geldi ve beraber bir yola çıkacaklar gibi görünüyordu ama bu yol çok zorlu olacak gibi görünüyor. Bakalım diğer 2 kitapta bu çiftin başına neler gelecek. Gerçekten çok merak ediyorum. Freya'nın başına gelenleri kesinlikle tahmin edememiştim. Hele Coco beni gerçekten çok şaşırttı! Ondan hiç beklemediğim şeyler yaptı. Hadi Freya'ya gerçekten yardım etmek istedin diyelim Jess'i kasten/bilerek itti uçurumdan aşağıya! Bir de ambulansta görünce "Ama senin ölmüş olman gerekiyordu!" diyor! Yalnız Dan cidden o sırada bir işe yaradı. Coco'ya kurduğu tuzak gerçekten çok iyiydi. Coco cidden ne kadar psikopat bir karaktermiş yaa. Oysa en başta Natasha'nın grubundaki en tatlı kişiymiş gibi gelmişti bana -_- Berbat bir karakter olduğu ortaya çıktı. Seri katil ruhluymuş aslında. Jess o kısımda yine beni hayal kırıklığına uğrattı. Evet, itiraf ettirme planı işe yaradı ama gerçekten aşırı riskliydi. Ve madem Coco'nun seni uçuruma yönlendirdiğini biliyorsun farklı yöne ilerle, en başında seni sıkıştırmasına izin verme diyeceğim ama Coco'nun itirafı Jess'i de çok şaşırtmış olmalı. Yalnız Jess saçlarını kestirdiğinde de gerçekten çok üzüldüm. Saçlarını gerçekten çok seviyordu. Ben en başta okurken nedense kızıl saçlı olarak düşünmüştüm zihnimde ama Jess ve Freya sarışın çıktılar :D Umarım Jess Will konusunda kuzeni Petra ile bir sıkıntı yaşamazlar çünkü Petra Will'den hoşlandığını kitap boyunca belli etti. Bu arada Jess'in planı gerçekten aşırı riskliydi. Will ve Petra dışında kimseye de haber vermemişti. Ve en sonunda planın ne kadar riskli olduğunu öğrenmiş olduk, Coco Jess'i uçurumdan itti -_- Yalnız Will gerçek bir kahramandı. Babasına söylemekle de en doğrusunu yaptı. Geçmişte Ryan konusunda da doğru olanı yapmış ama eline geçen şey dışlanmak olmuş! Gerçekten çok yazık. Will'e yapılan büyük bir haksızlık. Jess'in işi de çok güzeldi. Tasarımcı kişiliği ortaya çıktı. Her gün vitrini gerçekten çok güzel bir şekilde düzenliyordu. Sylvia da çok tatlı bir karakterdi. Kitap sonunda Jess yaz tatili sonunda Londra'ya dönecekleri için çelişkili hisler yaşıyordu. Bir taraftan annesi ve Dan tam bir ilişkiye başlayamayacakları için mutlu olurken diğer taraftan Will'i ve ailesinin yeni tanıştığı kısmını (teyzesi, eniştesi ve kuzenleri) bırakacağı için üzgündü. Açıkçası ben de "Off hayır yaa. Kasabadan ayrılacaklar mı?" diye okuyordum ki annesi ve teyzesi planları yapmışlar bile. Annesi Dan'in de yardımıyla bir iş bulmuş ve teyzesi de aile evine taşınmalarını teklif etti. Teyzesinin teklifi beni gerçekten çok mutlu etti. Üstelik Jess'e Freya'nın odasına taşınmasını teklif etti ve Jess bu teklife sıcak bakıyordu. Yalnız gerçekten çok zor bir şey yaa. Biricik kızının odasında artık bir başkası kalacak, eşyalarının yeri, odasının düzeni değişecek. Gerçi Tilly bunu çok istiyordu ama mutlaka içi sızlamıştır. Ama sanırım bu da iyileşmenin bir parçası. Umarım hep birlikte güzel bir aile olarak yaşamlarına devam ederler. Kitabı, olay örgüsünü, kitabın geçtiği kasabayı, hepsini çok beğendim. Gerçekten sevdiğim bir kitaptı. Tavsiye ederim.
Kimsenin Freya'dan Haberi Yok
Kimsenin Freya'dan Haberi Yok
Jane Casey
Jane Casey
Kimsenin Freya'dan Haberi Yok
Kimsenin Freya'dan Haberi YokJane Casey · Olimpos Yayınları · 2020888 okunma
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.