Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bileklerimden sızan, koyu karanlık mürekkebi savuruyorum beyazlıların lekesizliğine. Parmaklarımdan akanlar bulaşıyor ceviz masanın her köşesine. En karmaşık alfabelerin uyumsuz örgüsünde bendeki sırın kademi. Eklediğiniz ne varsa ismimin önüne reddetti yılmaz savunuculuk. Bir ölüm doğuyor kadim şavaş zılgıtlarında. Beyaza örtülü ve çoktan çürümüşün, gömülemeyen mezar taşları taşınıyor ilahilerin tınısında. Bu taşa yazılı mürekep bir yaşam. Bir taş değiyor çınlatmak için tepemizde duran çana. Kavgadan kaçanların cesareti ile yazılacak tüm destansı ağıtlar. Kır çiçeklerinin ezilmiş görüntüsü resmedilecek rüya tuvallerine. Bir dervişin zikrinden çıkarılacak, fikri tecavüz kanunları. Nerede kalmıştı, sonsuzu sayan bir ölünün yaşındaki onlu sistem sayacı. Kulluğu kaldıramadı büyük ve ulu tebliğciler. Tebessüm ile karşılayacağım iğrenç inançları. Ve tüküreceğim ağzımda gevelediğim tadı. Buralardan bir selam söylenecek orada duran dolu dizgin uyumsuzluklara. Girdaplı bir denizin kıyısında güneşlenecek köpek balıkları. Bulutların yükü boşalacak bir bardağın dolu tarafına. Bu evrenin sahibini yazacak kadar mürekkebi olan insan, neden yarıda bıraktı yalanları. Bu bile yeterdi anlayana, anlamadığı gerçeklik ile coşanların hikayesindeki varsayımları.
·
494 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.