Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İncelemeden Hallice
Tolstoy. Erken(kime göre) diyebileceğimiz bir yaşta (iki veya üç yaşında) annesini kaybetmiş bir çocuğun annelik sevgisini 24 yaşında yazdığı bir dergiden (Tolstoy eseri ilk olarak dergide kaleme alıyor) görüyoruz. Eser edebiyat camiaları tarafından Tolstoy’un yarı otobiyografik eser üçlemesi içerisine dahil edilir. Nitekim kahramanımız Nikolenka’nın hayatında aldığı eğitime benzer bir ailede yetişmiştir Tolstoy da. Düşencelerini roman karakterleriyle aktaran yazarımızın bu kitabını çocuk halindeki fikriyatıyla aktarması güzel olmuş. Bir çocuk gibi temel duygularla okudum kitabı. Sevgi, oyun, arkadaşlık… Tevafuk da o ya kitaba başladığımın ertesi günü bir ortamda çocukluk ile alakalı konuştuk da konuştuk. Masadakilerden bir çocuk, çocuk olmadığını iddia ediyor. Giyim kuşamı da büyükler gibi. Yüzü de büyük gösteriyor da çocuk işte. Bunun yüzüne söylenmesinden de pek mutlu değil. İlişkilerinde yaptığı bir hata var ise çocukluğuna verilmesinden şikayetçi. Sanırım yaşamak istemiyor çocukluğu, çoğu çocuk gibi. Yaşamın da entrikalarındandır bence çocukluk evresi. Her bulunduğumuz anda “artık çocuk değilim” düşüncesi akar kanımızda da çocuğuzdur belki de hala. Kaldı ki çocuk kalmak da lazımdır çoğu zaman. Çocuk gibi saf sevmeliyiz, çocuk kadar nefret etmeliyiz zulümden. Bunca güzel hasleti kendinde barındıran çocukluktan neden çıkmak ister insanevladı? Çocuğuna da çocuk olduğunu bile bile geçen her yaşında der bazı ebeveynler “Artık büyüdün çocuk değilsin!” Büyümek için çocukluğu feda mı etmek lazım? Bu mu bu “büyüklüğün” bedeli? Çevremde gördüğüm kadarıyla çocuk olmadan yaşanmaz bu dünya da. Sen çocuk olacaksın, sen! Olgunlaşacaksın, büyüyeceksin de çocuk olmak zorundasın. Neyseki çocuktuk bir zamanlar, halen çocuk olduğumdan farkında değilim çocuk olduğumun. Kitaba dönecek olursak; sevdiğim yazarın çocukluğuna inmek (ne demek inmek, daha mı aşağı rütbe ki çocukluk?) güzel bir yolculuktu. Girişte de bahsettiğim gibi annesini küçük yaşta kaybettiğinden kurgusal bir anne sevgisini okuyoruz. Lakin bu yoksunluk ona duygusunu anlatmada yardımcı olmuş. Gerçekten de annesi varmış gibi yazmış. Tolstoy’a çocukluğunu sorsak yaşadım der miydi acaba? Yine inceleme diye yazıya başlayıp kitabın dışına taştım da yazdım. Bu inceleme işini layıkıyla yapamıyorum sanırım. Belki gönderi olarak yayımlamam gerekirdi de inceleme ile alakasız da sayılmaz. Her yazı yazarından düşünceleri taşır da benim yazılarım düşüncelerim.
Çocukluk
ÇocuklukLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20107,2bin okunma
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.