Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Oysa çocukken ne kadar da kahramanız. Mücadele ruhumuzu büyüdükçe kaybediyoruz, ne yazık.. Çocukken bize çok değerli gelen o şeyler, büyüyünce küçüldükçe küçülüyor. Bu çocuklar sokaklarda koşup oymayabilen çocuklar.. Bu çocuklar kendilerince kutsal olan o boş "arsa"yı kaptırmamak için savaşan ve ölüm pahasına bu savaşı kazanan o temiz, saf, merhametli ve vicdanlı çocuklar.. Hayatın gerçekleriyle daha o yaşta yüzleşmek zorunda kalan çocuklar.. Aslında bir çocuk kitabından çok daha fazlası.. Kitabın sonundan bir alıntı: Kulübeden içeri rastgele bir göz attı. Tahta duvara tuhaf bir şeyler yaslanmıştı. Yuvarlak, kırmızı, beyaz teneke levhalar! Hani tren bekçilerinin ellerinde görülen gereçler vardır ya, işte onları andıran şeyler. Bir de üç ayaklı bir sehpa vardı. Tepesinde de sarı pirinçten bir boru... Ve sonra, beyaza boyanmış kazıklar... "Bunlar da ne?" diye sordu Boka. Yano içeriye baktı. "Bunlar mı, ha, bunlar mühendis beyin..." "Hangi mühendis beyin?" "İnşaat mühendisinin." Boka yüreğinin küt küt attığını duyuyordu. "İnşaat mühendisi mi? Ne zoru varmış burayla?" Piposundan bir soluk çeken Yano, "İnşaat yapacak," dedi. "Burada mı?" "Evet. Pazartesiye işçiler gelecek. Kazacaklar arsayı. Atacaklar temeli..." Boka kendini tutamayıp bağırdı: "Ne dedin? Ne dedin? Ev mi yapacaklar buraya?" "Evet," dedi bekçi Yano umursamadan. "Büyük, üç katlı bir ev... Arsa sahibi yaptırıyor." Dünya Boka'nın başına yıkılmıştı sanki. Gözyaşlarını tutamıyordu. Koştu, kapıya doğru atıldı. Buradan, bu vefasız toprak parçasından kaçıp gidecekti artık. Alıp başını gidecekti. Ne acılar pahasına, ne kahramanlıklarla savunmuşlardı burayı. Oysa dişleriyle tırnaklarıyla savundukları arsa, şimdi onları yüzüstü bırakıyordu, sırtına bir apartman yüklenmek için. Kapının oradan dönüp son bir kez daha baktı. Bir daha dönmemecesine ülkesinden ayrılıyordu sanki. İçini burkan bu acıyı az da olsa hafifletebilen tek, küçük bir avuntu vardı. Zavallı Nemeçek bağışlanmak için gelen Macun Derneği Kurulu'nu kabul edecek kadar yaşamamıştı, ama hiç değilse uğrunda can verdiği yurdunun elinden alındığını da görmemişti. Şu hayat denen şey ne biçim şeydi? Kimi zaman sevinçler veren, kimi zaman içimizi acılarla dolduran, kölesi olduğumuz şu hayat neyin nesiydi böyle?
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Can Çocuk · 202324,5bin okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.