Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gördüklerimiz bize bazen o kadar acı verir ki insan kendi bildiklerini gördükleri ile birleştirerek kendi acısını başlatır. Gördükleri ve bildikleri arasında ezilir, yaralanır. Bugün öğrendim gördüğümüz minicik bir şeyin canımızı ne kadar yakabileceğini.. İnsan bazen sadece kendini kandırmayı seçiyor adeta gözlerini kapatıyor gerçeklere. Kendini kandırmak daha da kolay geliyor çünkü. Ama hayat senden tüm nefretini alırcasına gösteriyor tüm açıklığıyla gerçekleri. Gerçeklerle yüzleşmek çok zor geliyor daha da kötüsü insan bazen kendi gerçeklerine inanıyor körü körüne. Ama hayatın gerçekleri hiç değişmiyor. Dikenli bir kaktüsün rengarenk çiçek açması ya da bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi sanardım bende hayatı. Hep imkansızlıkları gercekleştirebileceğime inandım sonra olmadığını ve olamayacağını görüp yepyeni bir yenilgiyle tanıştım. Her şeyin değişeceğini düşünürdüm hep. Ama hayat bana hiç o yanını göstermedi. Hayat bana hep, çiçek açar umuduyla büyüttüğüm kaktüsümün solduğunu gösterdi mesela.. Yani insan bazen imkansızlıkları gerçekleştirebileceğine inanıyor. Ve tam oldu dedikten hemen sonra koskoca bir gerçek çıkıyor karşına ve yeniden mücadele etmeye, duygularınla başa çıkmaya çalışıyorsun. Gördüğün küçücük bir ayrıntı hayatın gerçeklerini önüne sunuyor. Dostoyevski'nin de söylediği gibi "Ayrıntılar mahveder her zaman her şeyi.." İnsan her şey güzel giderken minik bir ayrıntıyla hayatına son vermeyi düşünür bazen. Suçlayacak kimse yoktur çünkü. Tek suçlu kendinsindir bazen. Ama insan bazen kendi kalbine söz dinletemez işte. Oğuz Atay'ın çok sevdiğim bir sözüdür "Hayallerine bile hükmedemez mi insan?" Ve sonunda kendi hatalarını engelleyemeyen insan kendine düşman olur. Bir insana da en çok kendisi zarar verebilir zaten..
1 artı 1'leme
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.