Sabahattin Ali nin toplumsal gerçekçi bakış açısıyla olayları adeta bir ressam edasıyla gözler önüne sermesi, seçtiği karakterlerin en az birinin günümüzde dahi sağımızda solumuzda olması onun biraz da genellerken kişiselleştirme kabiliyetinden kaynaklanıyor. Ömer hayatı çok uçlarda yaşayan yaşadı mı dibine kadar yaşayan cinsten bir karakter bana kalırsa.Burada pek tasvip edilmeyişine bakmayın anlatınca çoğu insanın keşke ben de onun kadar kafama göre yaşayabilsem, keyfime göre kararlar alıp sonra da pişmanlıksa pişman olsam diyeceği cinsten.Ömer aşıkken en aşık, tembelken en tembel, romantikken en romantik, doğruyken en gerçekçi insan tiplemesi..Bir ben var benden içeri bir karakter.Kendine hep kızgın aslında.Olmak istediği kişi olmaya el vermiyor içindeki atalet..İçindeki ideal insan Bedri.O hep Bedri gibi olmak istedi ama bunu kendine asla itiraf edemedi.Baktı Bedri çıkmayacak kendinden Macide yi Bedriye emanet edişi bundandır. Macidenin yarenlerine kıyasla daha aklı başında oluşu Ömer e neden bu kadar dayandığıyla çelişiyor.Macide kendi ayakları üstünde durmak yerine Ömere yaslanmayı seçiyor,çünkü Macide yorgun ve kimsesiz.Macide Ömer’de dinlenmek isterken Ömer daha çok yoruyor. Ömer’in meşhur tayfası bir nevi tırnak içinde dava arkadaşları…Hırsları,çekişmeleri,sahtekarlıkları…Genç cumhuriyet döneminin sindirilememiş birkaç beden büyük gelen modernleşme görüntüsü altında kokuşan leşlikleri…bu tayfanın yakinen tanıdığımız isimler olması birbirine yapılan göndermeler eziklemeler adeta romandaki gibi.. Tüm bunları ve kısaltmak zorunda kaldığım diğer konuları gözeterek değerlendirmek gerekirse bilinçli okunduğu taktirde bazı taşları yerine oturtacak türden bi roman. Benden tavsiyesi..Keyifli okumalar.

İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,3bin okunma

·

78 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mihri Ban