Akşam namazı vaktinin yaklaştığını fark edince Bayezid'e yöneldim, bu esnada ezan okunmaya başlamıştı. Yıldızların altın da uzayan gece, nefis bir ıslık çalıyordu kulaklarımda. Yıldızlara serenat eden ezan sarsıyor göğü, sarsıyordu içimdeki boşluğu.... Ve birden gördüm onu, boşanıverdi gözlerim eşlik eden yağmura nispet yapar gibi. Fısıldıyordu gece kulaklarıma ismini. Uzaklaştığını gördüm yanımdan. Koşarak giden izafi zamanı tutup yavaşça kaydırmak istedim. Mehmet'in gidişinin ardından ezanın bitmesiyle dudaklarımdan dökülen mısralara engel olamadım:
Göklerin marşı okunduğunda
Ulur köpekler göğe karşı
Ey insanın zamanla raksı!
Götür beni sonsuza
Bir akşam ezanıyla...