Yazara neden kadın düşmanı denildiğini birkaç alıntıyla gösterdim:))
1) Erkeklere göre, kadınlar daha zayıf bir şekilde yanlışı doğruyu ayırt etme gücüne sahip olmaları nedeniyle, bunun beraberini getirdiği üstünlükler ve sakıncalarda kadınlarda daha az paylaşılır.
2) kadınlar daha çok zihni bakımdan dar görüşlüdür( bir anlamda miyopturlar), sezgiye daire kavrama güçleri kendilerine en yakın olanı çok çabuk ve berrak bir şekilde algılarsa da görüş alanları çok dardır.
3) kadınlar Adalet, dürüstlük ve vicdanla ilgili meselelerde erkeklerden daha aşağıdır. Burada da yine konuyu detaylarıyla kavrama ve değerlendirme yeteneklerinin zayıflığı nedeniyle mevcut sezgisel olarak algılanabilir ve gerçekliği hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık olan şeyler üzerinde daha büyük bir tesir icra eder.
4) kadın karakterindeki temel kusurun "adalet duygusu"ndan yoksunluk olduğu görülecektir. Bu esas itibarıyla daha önce söz edilmiş olan muhakeme kabiliyetindeki ve düşünme melekesindeki zayıflıkta kaynağını bulur. Ancak aynı zamanda kısmen doğanın onlara daha zayıf cins olarak tahsis ettiği konuma kadar götürülebilir.
5) iki yüzlülük kadınlarda tamamen doğuştandır. Bu olay neredeyse kurnaz kadının olduğu kadar ahmakların da ayırt edici özelliğidir. Bundan ötürü saldırıya uğradıklarında savunma silahlarına başvuran hayvanlar için bu durum ne kadar doğal ise kadınların da neredeyse her fırsatta ve vesileyle bu iki yüzlülükten yararlanmaları o kadar doğaldır.
6)Onlara çekici ve güzel demek yerine estetikten yoksun cins demek daha doğru olurdu. Ne müzik, ne şiir, ne de güzel sanatlar için gerçek anlamda bir duygu ve duyarlılığa sahiptirler; hoşça zaman geçirme arayışlarına yardımcı olsun diye eğer böyle bir şey soyunacak olsalar da bu her neyse onu alaya ya da hafife almaktan asla öteye geçmez.
7) onun kurabildiği ya da teşebbüs ettiği tüm doğrudan hakimiyetler sadece erkeklerle sınırlıdır. Dolayısıyla, kadınların mizacında doğalarının en derinlerinde her şeyi erkeği elde etme aracı olarak görme düşüncesi köklüdür. Başka herhangi bir şeye ilgisi, her zaman gerçekten uzakta öykünme ve taklitten ibarettir, sahte bir ilgidir. Amaçlarına eriştirecek her şey yosmalık, yapmacık ve kandırmacadan oluşan dolambaçlı bir yoldan başka bir şey değildir.
8) ancak istisnalar genel kuralı değiştirmez; kadınlar, bir bütün olarak alınacak olursa en su katılmamış ve en konulmaz philisterlerdir ve öyle kalacaklardır.
9) fakat batıda kadın daha doğrusu "hanımefendi" kendisini bir yanlış konumda bulur çünkü kadın eskilerin daha doğru adlandırmasıyla sexus sequor'dur(ikinci cins), saygı ve takdir konusu olmaya veya başını erkekten daha yüksekte tutmaya ve onunla aynı haklara sahip olmaya layık değildir.
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.