Gönderi

Woolf İşlengisi
Kargalara, saban süren çiftçiye, atlara, hatta cı­lız, eyersiz olanlarına bile ilham veren enerji, pencere pervazındaki küçük güvenin kanatlarına kadar işle­miş gibiydi. Kimse onu izlemekten kendini alıkoya­maz, aslında ona acıyor olmanın bilinciyle içten içe bir rahatsızlık duyardı. O sabah hayattan alınması muhtemel zevkler, sadece bir güvenin payına düşen kısmı için fazlasıyla muazzam ve çeşitliydi. O gün sa­dece bir güve olmak, çetin bir kader gibiydi; kısıtlı imkanlarından aldığı keyif ise oldukça hazindi. İna­nılmaz bir zindelikle uçarak daracık hücresinin bir köşesine konuvermişti. Bir saniye bekleyip, oradan doğruca karşı köşeye. Üçüncü ve dördüncü köşeye uçmaktan başka daha ne yapabilirdi? Ufkun enginliği­ ne, gökyüzünün sonsuzluğuna, çok uzaklarda dumanı tüten evlere ve ara sıra gemilerden duyulan o şaira­ne seslere rağmen onun tek yapabileceği buydu. O, bu dünyada yapabileceği yegane işi yapıyordu. Bir tel kadar incecik ve masum olmasına rağmen, sanki tüm dünyanın sonsuz enerjisi onun o naif, ufacık bedeni­ne zerk edilmişti. Sürekli olarak bir köşeden diğerine uçarken, bir dizi hayat ışığının belirdiğini hayal ede­biliyordum. O, küçük olabilirdi ya da bir hiçti ama hayatın ta kendisiydi.
Sayfa 15 - ZeplinKitabı okudu
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.