Babası “general” olan Ercan ve bir “iş adamının” kızı olan Ayşen’in, insanların toplumun bir parçası olabilmek için taktığı maskeler nedeniyle maskeli baloya dönüşen “bir düğün gecesi”nde , kitabın “tutanamayanı” Tezel’in, solcu hocası “Ömer”in ve diğer karakterlerin ruh hallerinin ve zihinlerinin dolambaçlı koridorlarında 1972 Kasım’ına bir yolculuk.. Bu yolculukta göze çarpanlar ise 12 Mart darbesinin ardından düşünsel ve siyasal yapı, ordu ve sivil halk ilişkisi, sadece sağ-sol düşmanlığı, devlet baskısı, işkence gibi unsurlara odaklanmadan sol görüşlü aydınlardaki yabancılaşma, içe kapanma ve halka inememe sorunu… Kaçırılmayacak bu renkli düğün gecesinde, Tezel’in dediği gibi “intahar etmeyeceksek içelim bari..”