1939’un sonbaharında ve İkinci Dünya Savaşı’nın ilk haftalarında altı yaşındaki bir çocuk güvenli tarafta kalabilmesi için uzak bir köye gönderilir. Oysa o âna kadar ailesiyle birlikte Doğu Avrupa’nın büyük şehirlerinden birinde yaşamaktadır. Ailesi, çocuklarının hayatta kalmasının yalnızca bu seçenekle yani oralardan uzaklaşmasıyla mümkün olacağına inanmaktadır. Fakat işler planlandığı biçimde yürümez ve savaşın o savurucu, dağıtıcı kasırgası, çocuklarını götüren adamla iletişimlerinin kaybolmasına neden olur. Artık çocuklarını asla bulamayacaklarını düşünmektedirler. Çocuğun yaşadıkları ise apayrı bir öyküdür. Götürüldüğü köy, Almanlar tarafından işgal edilmiş ve bu, var olan sefaleti artırmaktan başka bir şeye yaramamıştır. “Boyalı Kuş”ta tüm bu yokluk içinde hayata tutunmaya çalışan bir çocuğun öyküsünü okuyoruz. Kitap, yazarının ilk eseri olması dolayısıyla da dikkatleri çekiyor. Boyalı Kuş; İkinci Dünya Savaşı sırasında zarar görmemesi için ailesi tarafından sözde güvenli bir yere emanet edilen fakat savaş şartları içerisinde, her türlü zarara ve kötülüğe maruz kalan bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Son derece gerçekçi ve acımasız bir üslupla kaleme alınmış eserde, adını hiç öğrenemediğimiz bir çocuğun yavaş yavaş büyüyüp olgunlaşmasına tanıklık ediyoruz. Bir çocuğun gözünden savaşın o zor şartlarını; işgalleri, tecavüzleri, ölümleri; en ince ayrıntısına kadar anlamaya çalışıyoruz. Eserin; hayatının bir kısmında savaşın acılarını yaşamış, evinden uzaklarda yaşamak zorunda kalmış ve bir süre konuşma yetisini kaybetmiş biri olan yazarından otobiyografik izler taşıdığını söyleyebiliriz.

Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,591 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Spartacus