"Köylülerin en gözde eğlencelerinden biri yakaladıkları kuşun tüylerini rengârenk boyadiktan sonra sürüye katılması için gökyüzüne salmakti.Parlak renklere bulunan kuş sürünün bir parçası olmanın güvenine sığınmak için hemcinsleriyle buluştuğunda diğerleri bu boyalı kuşları kendileri için tehlike addederekaninda saldırıya geçer,gagalariyla parçalayıp canını alırlardı."s:251
2.dunya savasi sırasında ailesinin yaşama şansını artırmak için, bir köylüye teslim ettigi altı yaşındaki çocuğun hikayesi.Ama ne hikaye.Sadece saç ve ten renginden dolayı yaşadığı,tanık olduğu vahşi, acımasız,gaddarca,insafsızca olaylar.Okurken"Hayır,daha fazlası olmasın,bilmek istemiyorum"diyerek okuyorsunuz geri kalan hikayeyi.Cehalet,batıl inançlar her şeyin dahada kötü olmasına sebep oluyor.Sadece oyun oynarken düşüp dizi kanadigi için acı çekmesi gerekirken,yaşadıkları ve gördükleri insan olan için çok fazlaydı.Ve sonuçta o çocuk sadece intikam istedi.Kesinlikle okumaya değer bir kitap.Kitap hissettirdikleri bakımından çok ağır geliyor.Yazar,ne kadar inkar etsede kendi otobiyografisiydi. Yazarın kendi ideolojik düşüncelerini, duygusallığı kullanıp okuyucuya empoze etmeye çalışmış.