Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
5/10 puan verdi
Fantastik edebiyat okuma alışkanlıklarım içerisinde büyük bir orana sahip değil ama bu türde okumaları kısa aralıklarla yapıyorum ve olabildiğince keyif almaya çalışıyorum. Kitap yedi Tanrının evreni yaratması ve peşi sıra yaratılan Aldur Taşının gücüne kendisini kaptıran tanrı Torak'ın dünyayı yok etme eylemlerine karşı diğer tanrılar ve insanların karşı koyması önsözüyle başlıyor. Oldukça ilgi çekici bir kısa hikaye anlatısına sahip bu öykü ana hikayenin de nasıl ilerleyebileceğine dair okuyucuya ipuçları veriyor, özellikle karakterlerini gizleme yolunu seçen bir yazar için çokta başarılı bir seçim olmamış. Kitap bir yolculuk özelinde başlayarak bir çocuğun kimlik arayışına odalanmakta, okuyucu olarak önbilgi sahibi olduğumuz için karakterin kim olduğunu biliriz ama Garion daha hiçbir şey bilmemektedir, kim olduğunu, gerçek ailesinin kim olduğunu, etrafındaki kişilerin tam anlamıyla kim olduklarını bilmez . Yazarın ana karakter seçtiği bu çocuk bir çok seçilmiş kişi anlatılarındaki büyük hamleler yapan, etkin olan karakterler gibi değildir.Garion bir çocuktur. Tehklikeler karşısında ilk tepkisi haliyle kaçmak olur, zaman zaman çoğu çocuk gibi yalan söyler ve olaylar karşısında dramatize edici bir hayal gücü vardır. Kitap Garion, Pol Teyze, Yaşlı Kurt ve Demirci Durnik'in başta Garion'un hayatının tehlikede olması motivasyonuyla çiftliği terk etmesiyle tam olarak başlıyor. Yolda planlanmış bir şekilde Barak ve İpek adında iki karakter daha ekibe katılır. Yazar karakterlerini tanıtmak için Garion üzerinden diyaloglar kurmaya başlar; korktuğu anlarda ve kendisini güvensiz hissettiğinde Durnik'le iletişim halindedir, sürekli kendisini tetikte hisseden Barak en az iletişim kurduğu kişiyken İpek karakteri gerek rahat tavırları gerekse kitabın mizahi yönünü tek başına elinde tutmasıyla Garion'la en çok etkileşim halinde olan karakterdir, küçük çiftliğinde asla öğrenemeyeceği birçok şeyi İpek'le geçirdiği zaman aralığında öğrenir. Yazarın seçimlerinden bahsetmişken okuyucuya bazı şeyleri anlatmak için kapıları Garion'a dinletmeyi seçer. Bu seçimi basite kaçmak olarak görüyorum. Bütün bu karakter konuşturmaları yaşanırken bir yandan da ekip adını kitap boyunca anmadıkları Altur Taşını çalan kişinin peşine düşerler(yazar bu konuda ne kadar ketumsa kitabın arka kapağını yazan kişi bu kadar ketum davranmamış). Tüm bu takip esnasında ekibin Çerek sarayından çağrılması ve zorla götürülmesi ise kitabın kurgusunu sekteye uğratıyor. Yazar burada düşman olarak görülen ve kötülükle bir tutulan kişilerin motivasyonlarını ve organize oluşlarını okuyucuya göstermek istemiş ama genel kurguda kötü bir seçim olmuş. Ayrıca karakterler özelinde grilikler olmasına rağmen kitabın genel hatları keskin bir şekilde siyah/beyaz tonlarında ilerliyor, daha fazla griliklerin olmasını tercih ederdim. Garion için Çerek ülkesinde "düşmanın" rejim değiştirme saldırından daha büyük saldırı ekip arkadaşlarının gerçek karakterlerinin ortaya çıkmasıyla yaşanıyor, her birisi soylu ve güç sahibi kişilerin bunu Garion'dan saklaması çocuğun güven duygusunu daha da sarsıyor. Ama Yaşlı Kurt'un kendisine yaptığı basit açıklamalarla kızgınlığı hızlıca ortadan kayboluyor, yine yaratılan çocuk karakterine oldukça uygun. Kitabın gerçekten en sevdiğim yanı çocuk karakteri oldu. Bunun dışında hikayenin çok fazla aksadığı yer var ve yukarıda bashsettiğim kurgu kopuklukları kitabı vasat diyebileceğim bir yere doğru götürüyor
Kehanetin Oyuncağı
Kehanetin OyuncağıDavid Eddings · Metis Yayıncılık · 2016418 okunma
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.