Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

122 syf.
10/10 puan verdi
Issız adada bir kadın
Herkes Daniel Defoe’nun ünlü kitabı Robinson Crusoe’u biliyordur. Issız bir adada Cuma ile birlikte yaşarlar. Peki bu hikayeye bir kadın eklense ve ada hayatı bu kadının gözünden anlatılsa neler değişirdi? J. M. Coetzee’nin kaleme aldığı Düşman (Foe) kitabı tam da bu soruların cevabı niteliğinde. Tabii ki sorular da cevaplar da sığ değil. Olay örgüsü; dilin önemi, ırkçılık, cinsiyet eşitsizliği gibi günümüzde de var olan temel sorunları sorgulamayı gerektirecek şekilde kurgulanmış. Cruso ve Friday ile adada bir yıl geçiren Susan Barton, İngiltere’ye dönünce yaşadıklarını kitaplaştırmak ister fakat bunu nasıl yapacağını bilemez. Daniel Foe adında bir yazardan yardım alır. Fakat Foe hikayeyi Barton’dan duyduğu şekliyle aktarmayı reddeder ve kendi uydurduğu bir hikaye yazar. Öte yandan Susan, dili kesik olduğu için kendini ifade edemeyen Friday’e yazı yazmayı öğretmeye çabalar ki olayı bir de Friday’in bakış açısıyla öğrenelim. Fakat bu çaba da sonuçsuz kalır. Kitabın sonundaki sürpriz ise Sudan’ın çabalarını hepten sekteye uğratır. Kitapta, Susan’ın deneyimlerini kendi cümleleriyle kitaplaştıramaması, erkek bir yazarın Susan’ın deneyimlerini, kendi cümleleriyle ve hayal gücüyle harmanlayarak yazması, siyahi Friday’in kendi anlatacak bir dile dahi sahip olmaması, erkek egemen bir toplumda kadın olmanın, beyaz ırkın üstünlüğü altında ise ezilen ve yok sayılan diğer ırkların yaşadığı zorluklara bir atıftır. Tüm bunlar okurken beyninizde döner durur ve bu kısacık kitabın ağızda bıraktığı kekremsi tat bir müddet sizi rahatsız eder. Etmelidir de. Zaten Coetzee’nin de istediği tam olarak budur. Önce Defoe’nın Robinson’ını sonra Coetzee’nin Foe’sunu okuyarak anlatılmak isteneni daha net kavrayabilirsiniz.
Düşman
DüşmanJ. M. Coetzee · Adam Yayınları · 1990150 okunma
·
1 artı 1'leme
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.