Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsan kaçmak istediği duyguya neden daha sıkıca tutunur ki ? Elinden kayıp gitmesini halen hazmedemediği için mi ? Yoksa hissettiği şeylerden uzakta yaşamak için mi ? İnsan hislerinden kaçabilir mi ? Başını yastığa koymadan önce aklına ne gelir insanın ? Yaşadığı hayatın ne kadar acizce olduğu mu, yoksa hayattaki en çok istediği şeyi başaramamış olmanın verdiği üzüntü mü ? Yerine kattığı onca şeyin hiçbir yeri kaplamadığını aksine içindeki boşluğu genişlettiğini mi düşünür ? Sahi yaşamak nasıl bir duyguydu ? Nefes aldığını hissediyor olmak yaşamanın belirtisi mi ? İnsan neden yalnız kalmak ister ? Düşüncelerinden neden kaçar? Kaçtığın yerde yada mekanda ansızın karşısına dikilmez mi ? O dik duruşuyla ben burdayım diyerekten. Gecenin karanlığında bir bilinmezlikte kayboldu mu insan ? Karanlığın vereceği huzuru, gökteki bir yıldıza bakarak harap etmedi mi ? Neyi hatırladı da bu kadar canı yandı insanın ? Ne geldi o küçük aciz zihnine ? Hangi düşünce okyanusunda bertaraf edildi hayal ettiği onca yapıt ve de yaşantı kırıntıları ? Oysa ki insan düşünebilen en üst düzey yaratık değil miydi ? Neydi onu ilkel hale getiren ? Homosapien haline neden geri dönmek ister ki bir insan ? Yalnızlık neydi ? Siyahla iç içe geçmiş vücudunu yaşamın şeffaflığından ayırmaya çalışmak çok budalaca bir eylem değil miydi ? Peki ya neden ölümden korkmamaya başlar bir insan ? Toprağı tırnaklarıyla kazıyıp kendisini elleriyle gömmek istemesi normal midir ? Ölüme olan arzusu nedendir ? Bir insan her şeyden uzakta bir yaşam kurarak kitapların kokusuna kendi aciz bedeninin çürümüş kokusunu karıştırmak istemesi normal midir ? Söyler misiniz bana neden, neden insan hayallerinden vazgeçip aslında kendi özü olmayan bir insana dönüşür ? Kendi isteğiyle mi ? Yoksa hayatın artık kendisine verebileceği bir şey kalmadığı için mi, bütün duygularından vazgeçip bir bilinmezliğe adar kendisini ? Yaşamak neden işkenceye dönüşür bir insana ? Her gece bir fotoğraf karesine bakarak neden bütün her şeyi gömmek ister ? Kayıplar çoğaldıkça insan azalır mı kendi varlığında ? Sadece günü geçirmek ve yastığa başını koyup saatlerce tavanı izleyerek uykusuzluktan kan çanağına dönen gözlerine inat düşünce okyanusuna neden dalar insan ? Bütün olasılık kuramları neden bu kadar uzaktır yaşadığı ve anlam veremediği hayata ? Neden neden neden ölmek ister insan !? Ve neden boşlukta anlamsızca süzüldüğünü hissederken, bütün insanlığın kendini aldatan ahmak yaratıklar olduğunu düşünür ? Sahiden yaaa neden insan bilinmezlik okyanusunda kendini bulma çabasına girer ? Kalp atışları yavaşlayıp nefes alamadığını düşündüğünde, ölümü arzulayan bedeni neyden korkar bu kadar ? Acizlik değil midir bu ? İnsanın korkuları neden ele geçirir ki vücudunu ? Umutsuz yaşanmaz mı ? Huzursuzluğun kitabında diyor ya hissetmek ne renktir acaba diye. Sahi hissetmek ne renktir ? Siyah mı yoksa beyaz mı ? Neden gri değil hiç bir şey ? Neden her şeyde bir zıtlık var ? Siyahı bu kadar çok seven insanlar neden beyazdan nefret eder ? Siyahı sevmelerinin nedeni acaba geceleri kendi öz benlikleri ile yalnız kalmaları olabilir mi ? Hiç bir şey şaşırtmıyor artık beni, ne insanlar nede verdiği tepkiler. Şaşırmış numarası yapıp hayata devam etmeye çalışma çabası benimkisi. Hangi karanlık ücra köşede bulacaklar milyarlarca insanın yaşadığı dünyada, kimsenin farkına bile varamadan, yalnızlıktan çürümüş bedenimi ? Hangi düşünce yakalayıp kavrar ruhumun derinliklerinde gezinen çocuksu ama bi o kadar masum el değmemiş saf düşüncelerimi ? Hangi insan beni ölümün çekici şehvetinden çekip kurtaracak kadar cesaret edebilir, yüreğinde benim kadar saf ve masum bir sevgi barındırabilir mi ? Beynim küçük bir dünya fakat kendi ekseninde dönmeyi ret ediyor. Beni ulaşılması zor bir kara deliğe zapt eyledi. Kim çıkartabilir bu karanlıktan aydınlığa beni ?
··
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.