Gönderi

414 syf.
9/10 puan verdi
Doğrusu nasıl ve nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu seri bende iz (emare) bırakan kitaplar arasında yer edinmiş durumda. Merve Özcan'ın kalemiyle daha önce tanıştım ve tanıştıktan sonra bağımlısı oldum. Kendine hayran bırakan kurgulara sahip kendisi, sadece kurguları değil kitaplarının içinde yer alan çizimleri de çok güzel. Ve kitapları arasında kurgusunu en çok sevdiğim bu seri oldu. Kitabın konusu; Ezelden beridir bir savaş ve mücadele için de olan, Ateşoyuk bölgesinde Kaplan ve Parsların karşı karşıya olduğu bir kurgu. Geçmişten gelen bir efsane ve Ateşoyuk halkının yıllardır süregelen savaşı. Parslar güce tapan, gözlerini hırs bürüyen, onlara ait olmayan topraklara göz diken, batılı savunan ve zulüm yapan bir topluluk. Kaplanlar ise inançları doğrultusunda hareket eden, hakkı savunan, dinî sorumluluğunu yerine getiren, şehir merkezinin Pars korkusu yüzünden internet ve iletişim kısıtlamasına maruz kalan bir topluluk. Baş karakter Helya, 2 sene önce geçirdiği bir kaza sonucu belirli dönemlerde hafızasını kaybediyor ve o 2 sene boyunca yaşadığı anılara dair hiçbir şey hatırlamıyor. Arsıl, eşi hafızasını kaybettiği zamanlarda onunla yeniden tanışıp, önüne küçük ipuçları bırakıp hatırlamasına yardımcı oluyor. Arsıl, aynı zamanda Pars liderinin vârisi. Helya da Kaplan liderinin, lider olduğunu ve eşinin aslında bir Pars vârisi olduğunu sonradan öğreniyor ve olaylar başlıyor. Zifir de olaylar yavaş yavaş ilerlerken, Fecir de bir anda kendimi savaşın içinde buldum diyebilirim. İhanet edenler, öldü sanılanların aslında ölmediği ve Tufan'ın, yani Arsıl'ın abisinin onun eşine karşı hisler beslemesi hiç hoş değil bence, dinîmizde de uygun değil ve inancı olmayan bir insanın bunu yapması normal, her ne kadar hak vermesem de. Her neyse kitabın sonuna gelirsek; son 100 sayfayı nasıl okuyup bitirdiğimi bilmiyorum. Hem sonunu merak ediyordum hem de bitmemesi için yavaş okumaya çalışıyordum ama kitabın büyüsüne kapılınca hemen bitti. Sonda Helya'nın öldüğünü zannedip neredeyse kalpten gidiyordum. Ama Helya yine hafızasını kaybetti, ne savaşa dair herhangi bir şey ne de onun öncesine ait hiçbir şey hatırlamadı, hafızası 2 sene öncesine değil daha geriye ait bir zamana gitti ve yine herşey başa döndü. Açıkçası ben böyle bir son istemiyordum. Helya ve Arsıl'ın liderliğini, savaştan sonra herşeyin çok güzel olduğu tüm halkın huzurla yaşadığı dönemleri de okumak isterdim. Yazar serinin devamını çıkarsa fena olmaz bence. Ama beğendiğim bir diğer konuysa Din ve Distopyanın bir arada olması, ilk kez böyle bir kurgu okuduğum için belki de bu kadar sevmem bilemiyorum. Arsıl'a gelirsek, Yazarın tüm karakterlerini bu kadar mükemmel yazması haksızlık. Arsıl, merhametin zayıflık sayıldığı, güce tapan bir toplulukta büyüyüp, sonradan İslam diniyle tanışmasına rağmen, dinin buyruğunu yerine getiren ve onu en güzel şekilde muhafaza eden bir karakter. Eşi sürekli hafıza kayıpları yaşamasına rağmen, hiç yılmadan ve usanmadan her seferinde kendini ona tanıtıp hatırlatmasına, hafızasının yerine gelmesini sabırla bekleyişine hayran oldum. Hayran olduğum bir diğer konu da Amber, yani kitapçı dükkanları, hep böyle bir yerimin olmasını, kitaplar arasında kaybolmayı hayal ederdim. Umarım bir gün buna sahip olurum. Uzun lafın kısası; çok beğendiğim, okumaktan bıkmayacağım ve tavsiye ettiğim bir seri, hâlâ yazarın kitaplarını okumayan varsa yazara bir şans verin derim. Böyle güzel bir serinin bu kadar az okunmaya sahip olması bence haksızlık. ,))
Tanyeri - Fecir
Tanyeri - FecirMerve Özcan · Portakal Kitap · 2019553 okunma
·
1 artı 1'leme
·
151 görüntüleme
Gece siyahh okurunun profil resmi
Aslında bu kadar uzun bir incelemeyi kitabı unutmamak için yazıyorum çünkü, bir süre sonra unutacağımı biliyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.