"Feridüddin-i Attar'ın İlahiname'sine, Molla Cami:'nin Nefahatü'l-Üns'üne), Abdülaziz ed-Debbağ'ın el-İbriz'ine, Şarani:'nin Tabakatü'l-Kübra'ına, Celalettin Rumi:'nin Mesnevi'sine, Ahmet Eflaki:'nin Menakıbu'l-Arifin'e, Gelibolulu Mustafa Alınin Mevaidü'n-Nefais fi Kavaidi'l-Mecalis gibi kitaplara bakıldığında tarikatlardaki bu tür cinsel sapmalar hakkında mebzul miktarda örnek bulmak mümkündür. Sufiler gerek kadın-erkek arasındaki aşklar olsun, gerekse erkek-erkek arasındaki aşk olsun, hepsini "mecazi: aşk" olarak görürler. Haliyle bu "mecazi: aşklar" sufiyi ilahi aşka götüren, herkesin yaşayıp, geçmesi gereken gerçek aşkın öncülleri olarak görülür. Mecazı aşkı tatmadan, gerçek anlamda ilahi: aşka ulaşılamaz derler."syf.197