Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

430 syf.
·
Puan vermedi
İki güçlü kadın, İki acı dolu yaşam...
Uzun süre etkisinden çıkılamayacağına emin olduğum bir kitapla geldim: Bin Muhteşem Güneş. Düşüncelerimi, hislerimi tamamen aktaramayacağımdan kuşkum yok. Spoiler uyarısını vererek başlamak istiyorum. Kitap 430 sayfa olmasına rağmen sizi içine öyle güzel hapsediyor ki, başladım ettim diyene kadar bir bakmışsınız ki gözyaşları içinde sonunu getirmişsiniz. Akıcı, dili sade, anlaşılır. Afganistan'daki savaş, yıkımlar, yasaklar, ölümler içinde birbirine sıkıca tutunmuş iki güçlü kadının hikayesini okuduk. Küçük yaşta evlendirilmiş iki kadın. Aynı kocayla, farklı zamanlarda... İçlerinden biri, Leyla, en azından çocukluğunu güzel geçirebildiği için biraz daha şanslı. Aşkı bulabildiği için, Tarık'ına kavuşabildiği için, aile sevgisini tadabildiği için, okuyabildiği, anne olabildiği için... Meryem'in hikayesi ise hep acı dolu, hep iç sızlatan... Yasak bir ilişkiden doğan, gözlerden uzakta annesiyle yaşayan bir çocuk. Tek isteği, haftada bir kez kendisini görmeye gelen babasıyla, Celil'le, yaşayabilmek. Diğer 9 üvey kardeşi gibi... Ancak onun bu isteği, hem annesinden olmasına sebep oluyor, hem de çocukluğundan. Kendisinden yirmi küsur yaş büyük bir adamla evlendiriliyor. Ne aşkı tadabiliyor, ne anne olmayı, ne de çok istediği okumayı... Savaş etkisini büyütüp Leyla'yı anne babasından, hatırlayamadığı abilerinden, arkadaşlarından, Tarık'ından ayırdığında kendini Meryem'le aynı evde, onun kocasına, Raşit'e, eş olurken buluyor. Başlarda düşmanca, beddua dolu, kavga dövüşlü olan bu iki kadın, gün geçtikçe birbirinin yuvası oluyor. Birbirlerini Raşit'ten koruyup sırdaş, iki dost olup çıkıyorlar. Leyla'nın çocuklarını birlikte büyütüyorlar. Birlikte ağlayıp birlikte gülüyorlar... Bir gün, Raşit'in Leyla'yı öldürmesine ramak kala Meryem araya girip hem kendi gençliğini, hem Leyla'nın gençliğini çalan Raşit'i öldürüyor. Kaçmıyor, saklanmıyor, inkar etmiyor. Leyla'nın hayatını kurtarıp sevdiği adamla evlenmesini sağladığı için mutlu, kısa ömründe Leyla ve çocuklarını tanıdığı için huzurlu, ölüme yürüyor. İçimize dokunan birçok karakter tanıyoruz bu iki kadının etrafında şekillenen romanda. Babi, Nana, Tarık, Molla Feyzullah, ve son sayfalarda, Celil. Meryem'in biricik, kıymetli babası... Onun kızıyla vedalaşamamış olması, kızına yazdığı ama Meryem'in eline hiç geçemeyen mektupta pişmanlık dolu sözleri içimizi sızım sızım sızlatıyor. Savaş her zaman yıkıcı, her zaman dehşet dolu... Bunu, iki güçlü kadının dostluğunda okumak ise paha biçilemez... Son olarak; artık her dinlediğimde Meryem'in ölüme giderken Leyla'ya fısıltısı gibi hissettiren şarkı sözlerini ekleyip incelememi noktalamak istiyorum. Yeni evrenlerde görüşmek üzere. "Yan yana geçen geceler unutulup gider mi? Acılar birden biter mi? Bir bebek özleminde seni aramak var ya Bu hep böyle böyle gider mi? Şu kahpe dünya seni bana düşman eder mi? Dostluklar birden biter mi? Bir kardeş selamında seni aramak var ya Bu hep böyle böyle gider mi?"
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,9bin okunma
·
265 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.