Laclau ve Mouf f e'a göre, "doğal olgular da söylemsel olgulardır ... şeylerin varlığından okunacak, halihazırda orada olan bir doğa yoktur, doğanın kendisi yavaş ve karmaşık bir sosyal, tarihsel inşadır." Dünyada insanlar olmasaydı da taş olarak adlandırdığımız nesneler yine var olacaklardı ama "taş" olmayacaklardı, çünkü onları sınıflandıran bir maden bilim ya da diğer nesnelerden ayıran bir dil olmayacaktı (Laclau 1997: 7 1 ). Bryson da benzer bir bağlama işaret ediyor: "İnsanlar tarafından deneyimlenen gerçeklik her zaman tarihsel olarak üretildiği için şeffaf ve doğal olarak verili gerçeklik yoktur"