Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Franklin Delano Roosevelt
İlk kez 1932 yılında ABD başkanı seçilen Roosevelt, Nazi Almanyası ve Faşist İtalya'nın dünya demokrasileriyle adım adım savaşa yaklaşmasını 1930'lu yıllarda artan bir kaygıyla izledi. Roosevelt, Nazi saldırganlığına karşı mücadele eden Ingiliz ve Fransızlara sempatiyle yaklaşsa da, gerçek bir politikacı ve hakiki bir demokrat olan Başkan, halkının çoğunluğunun desteğini almadan ABD'yi asla savaşa sokmazdı ki, bu çoğunluk da başlangıçta değil, sonradan sağlanacaktı. 1939'da Amerikalıların çoğu, nihayetinde Amerikalıların da kendilerini adadıkları demokrasinin zaferi için savaşan Müttefiklerden yanaydı. Ancak bu, Amerikalıların onlar için savaşa girmek istediği anlamına gelmiyordu ki, bu da büyük ölçüde Amerikalıların Avrupa işlerine karışmamasını öngören 1823 tarihli Monroe Doktrini'den beri ülkede güçlü bir etkisi olan izolasyonist gelenekten kaynaklanıyordu. Amerikalıların Birinci Dünya Savaşı tecrübesi acı bir hayal kırıklığıydı. Dolayısıyla, bu tecrübeyi yeniden yaşamaya dair bir heves yoktu. Roosevelt, üçüncü kez seçileceği 1940'taki başkanlık seçiminde ABD'nin savaşa girmeyeceğine dair beyanat vermişse de gönlü Müttefiklerden yanaydı. İzolasyonist politikalar ve savaş karşıtı hassasiyetler onu bağlasa da, Roosevelt soruna çözüm bulabilmek için elinden gelenin en iyisini yaptı ve İngilizlere yapılan yardımı olabildiğince genişletti. 194 yılına gelindiğinde ABD, Ingiliz savaş çabalarının çoğuna finans sağlıyor ve ABD donanması, savaş dışı statüsüne rağmen Atlantik'teki Müttefik konvoylarnı korumak için gittikçe daha büyük risk alıyordu. ABD gemilerine düzenlenen birkaç Alman taarruzuna rağmen Roosevelt, 7 Aralık 1941'deki hadiseler ülkedeki haleti ruhiyeyi topyekûn değiştirene kadar ABD'yi savaşa sokmayı reddetti. Pearl Harbor Baskını, Roosevelt'e Japon İmparatorluğu'na savaş ilan etmekten başka bir seçenek bırakmadı ve bu habis darbeyle öfkeden çılgına dönen ABD halkı da onun arkasında durdu. Lâkin geleceğe yönelik asıl tehdidin Hitler'in bir kıta imparatorluğu oluşturduğu Avrupa'da yattığı açıktı ki Pasifik Cephesi'nin Avrupa'ya kıyasla ikinci önceliğe sahip olmasının sebebi de buydu. Fakat Roosevelt, ABD'nin sömürgecilik aleyhtarı geleneğine sadık kaldı ve Amerikan askerlerinin İngiliz İmparatorluğu'nun muhafazasına yönelik faaliyetlerde yer almamasına dikkat etti.
Sayfa 142 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.