Kamarada, yanındaki çantalardan birinde üç bin altın lira vardı. Daha ilk gün onu göstermişti:
- Vakıa emniyetteyiz amma, ne olur ne olmaz, sen ihtiyatli ve dikkatli bulun! dediği zaman, birdenbire boş bulunup, bir anda, on bir kişilik kafileye bu kadarak paranın kaç gün yeteceğini düşünmüş:
— Hepsi bu kadar mi efendimiz? demiştim.
Benim bu halim hosuna gitmis olacak ki, gülümsedi:
- Merak etme Şükrü! dedi, yirmi bin İngiliz lirası da Londra Bankasında var.
— Başka yok mu efendimiz?
- Daha ne olsun canım?
— Kalabalığız da efendimiz...
- İdare ederiz... Allah kerim…