Gönderi

Fakat akıl dışı eğilim daha güçlü olduğunda bile seçme özgürlüğünü hangi etkenlerin desteklediğini soracak olursak, daha kötüden çok daha iyinin seçilmesinde belirleyici olan etkenin farkındalıkta yattığını buluruz. (1) İyiyi ve kötüyü neyin oluşturduğuna ilişkin farkındalık; (2) somut durumda hangi eylemin arzu edilen amaca uygun bir araç olduğuna ilişkin farkındalık; (3) görünürdeki arzunun arkasındaki güçlere ilişkin farkındalık, ki bilinç dışı arzuların keşfi anlamına gelir; (4) gerçek olasılıklardan hangisinin seçilebileceğine ilişkin farkındalık; (5) birini diğerine karşı seçmenin yaratacağı sonuçlara ilişkin farkındalık; (6) eylemde bulunma iradesinin eşliğinde, kişinin tutkularına ters düşen bir eylemin zorunlu sonucu olarak ortaya çıkan hayal kırıklığının verdiği acıyı çekmeye hazır olmadıkça farkındalığın da etkisiz kalacağına ilişkin farkındalık. Neyin iyi neyin kötü olduğuna ilişkin farkındalık çoğu ahlak sisteminde iyi ve kötü denilen şeye ilişkin teorik bilgiden farklıdır. Geleneğin otoritesiyle sevginin, bağımsızlığın ve cesaretin iyi; nefretin, boyun eğmenin ve korkaklığın ise kötü olduğunu bilmek fazla anlam taşımaz, çünkü bu yetkililerden, göreneksel öğretimden vb. edinilen ve sadece bu kaynaklardan geldiği için doğruluğuna inanılan yabancılaşmış bilgidir. Farkındalık, kişinin kendi başına, deneyimleyerek, bizzat sınayarak, başkalarını gözlemleyerek ve nihayet sorumsuz bir "fikir"den çok bir kanaat edinmesiyle oluşur. Fakat genel ilkeler üzerinde karara varmak yeterli değildir. Bu farkındalığın ötesinde kişinin kendi içindeki güçler dengesinin ve bilinç dışı güçleri gizleyen akla uydurmaların da farkında olması gerekir.
Sayfa 160Kitabı okudu
·
32 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.