Ben kendi içine akan Ganj nehri gibiyim
İçimden doğarım...
İçime gebeyim
Kutsal dağların toprağı ile millenmiş
Ölülerin külleriyle küllenmişim
İçimde bir sürü ölü bedenler
Doğumu yarıda kalmış kadınlar
Göbek bağı kopmamış çocuklar
Ruhunu teslim edememiş adamlar
Ve kıyılarımda yarım kalmış şarkılar
O yüzden kül rengiyim
Bereketimden nasiplenmek için sıraya girmiş tanrılar
Yüzlerce binlerce hatta milyonlarca duanın soluğuyla kıpırdanır hayallerim...
Varanasinin kıyıları gibi derindir yaralarım
Uçuşan ölülerin külleri
Tam yanamamış cesetlerin
Parçalanmış gövdeleri
Hepsi içimdedir saklarım
Yıldızsız gecelerde ağlarım
Binlerce mum ışığı yanar üzerimde
İyi ki doğdun demeseler de
Bugün benim doğum günüm
Ne gökteyim ne yerdeyim
Nede doğduğum yerdeyim...
YILMAZ TİZGÖL
08.12.2022
MOSKOVA
Bu gün benim doğum günüm!
Elli dokuz yıl önce bugün doğmuşum.
Bir çok dostum.
Arkadaşım ,ve akrabalarım, doğum günümü kutladılar.
Sağ olun var olun!
Ama bir itirafta bulunmak istiyorum.
Biz hiç alışık değiliz doğum günü kutlamaya!
Yılbaşı, evlilik yıl dönümü. Sevgililer günü ve benzeri günleri kutlamaya.
Mesela benim çocukluğumda hiç doğum günüm kutlanmadı.
Ben hiç mum üflemedim. Çikolatalı pastanın üzerin de, hiç adım yazılmadı.
Kimse bana hediye almadı.
Biz hiç yılbaşı kutlamadık, mesela.
Günah, dediler.
Hıristiyan adeti dediler.
En fazla televizyonda TRT 'yi seyredip yattık uyuduk.
Ben hiç sevgilimin sevgililer gününü kutlamadım mesela.
Hiç sevgilim olmadı zaten!
Ben çocukluğumu anlayamadan baba oldum .
Aşkı bilmeden koca!
Bir çiçek alıp gidemedik sevdiğimize.
Ayıp gelirdi bize.
Hasbelkader zaman öğretti! İnsanlar doğum günü kutlarmış! Çünkü bir insanın, dünyaya gelmesi sevgi ve aşktanmış.
Biz ise Allah verdi deyip, sevinmediğimiz gibi.
Allah aldı diye, üzülmedik evlatlarımıza!
Kucağımıza alıp sevemedik utandık!
Bunların hepsini Allah yazdı sandık.
Kader denen şarkıyı, kederlenip dinlemekten başka bir şey gelmedi elimizden.
Oysa kader bizim razı olduğumuzdu.
oysa nasip rıza gösterdiğimizdi. Öğretilmiş yenilgimizi kahpe kadere bağladık.
Kendi halimize ağladık.
Kendi düğünümüze davetiye ile gittik.
Kendi bahçemize, bir ağaç misali ekildik.
Değişmekten ve değiştirmekten ölesiye korktuk, ezberlediklerimizi!
Ezberlerimizi kendi fikirlerimiz sandık!
Oysa dışarıda bambaşka coğrafyalar var.
Bambaşka dünyalar.
Başka bakış açıları, başka insanlar!
Başka tercihler başka aşklar! Korkmayın yaşamaktan insanca. Sevmekten sevilmekten.
Seni seviyorum demekten. Bilmiyorum demekten.
Özür dilemekten, imtina etmeyin.
Teşekkür etmekten.
Belki sevgi yanı başınızdadır.
YILMAZ TİZGÖL
MOSKOVA
8 12 2023