Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Hayatımda ilk defa bir şiir kitabı okudum. (Yıllar önce, uzun aralıklarla ve aylar yıllar içinde okumuş olduğum Sen Aydınlatırsın Geceyi'yi saymazsak.) Kaç yaşına gelmişken bunu söylemem asla övünülecek bir şey değil ama hiçbir zaman şiir insanı olduğumu da düşünmemiştim ki. Bu yüzden de elime alma gereği duymamıştım. Bu demek değil ki hayatımda hiç zevk duyarak bir şiiri okumadım, ezberleme gayretine düşmedim. Hayır, çok sevdiğim şiirler ve şairler oldu ve bazen sayfalarca okuduğum bir romandan, birkaç satırlık bir şiirin beni nasıl daha fazla etkilediğini de anlamlandıramadım ama yine de hiçbir zaman da elime bir şiir kitabı almayı düşünmedim. Çünkü dediğim gibi hiçbir zaman şiir insanı olduğumu düşünmemiştim. Bunun sebebi de küçüklüğümden beri şiiri ve şairi çok başka bir yere konumlandırmamdı. Umarım yanlış anlaşılmaz ama benim için şair olmak hepsinden daha zordu ve tüm türler arasında, gözümde en ulaşılmaz olanıydı. Bu sebeple de şiire ayak uydurabileceğimi sanmıyordum. Şimdi baktığımda bunda bir etkenin de abimin lise dönemlerindeyken, divan edebiyatına aşık olmuş olması ve evde sesli sesli okurken benim on yaşlarında bir çocuk olarak şaşkın şaşkın izlemem olabileceğini düşünüyorum. O zamanlar benim için abim bunları yaparken inanılmaz derecede büyüleyiciydi ve ulaşılamaz bir noktadaydı. Onu bir idol gibi alıp; dinlediği çoğu müziği dinledim, okuduğu birçok kitabı okudum ve gittiği okula bile sırf onun için gittim ama divan, benim için tabii ki çok zor olmuştu. Çünkü abimle birçok ortak noktamız olduğu için diğer yaptıklarını yapmak benim için zor değil, keyif vericiydi ama divan, bizim çok az rast gelen farklı noktalarımızdan biriydi. Bu da bende, şiire ve şaire ulaşmanın zor olduğu ile alakalı bir yargı oluşturdu. Bu sebeple de elime bir şiir kitabı almış olmak benim için büyük bir adım diyebilirim. Kitabı kütüphaneye gidip bulmaya çalışırken bile tamamen okuyabileceğime olan inancım yoktu ama denemek istedim ve iyi ki de istemişim. Çünkü okumaya başladıktan belki de dakikalar sonra içimde bu düşüncelerden hiçbiri kalmadı. Büyülü bir dünyaya hapsolmaktan ziyade kendi dünyamın içinde kalmış ama sanki gözlerimin önündeki değişimleri ya da durağanları, ilk defa görmeye başlamışım gibi hissettirdi. O oradaydı işte ve bu zamana kadar önemli bir detay da olduğunu düşünmemiştim belki ama ilk defa biri bana onu tarif etti ve ben bu tarifi iliklerime kadar hissettim. İşte tam olarak böyleydi, şiirin bana hissettirdikleri. Bu incelemeyi yazarken yine, bir eleştiri olması ve insanlara okuyup okumamaları hakkında öneriler sunmasını amaçlamadım. İlk şiir kitabını dün bitirmiş biri olarak asla bu yetkinliklere sahip değilim çünkü, biliyorum. Zaten inceleme de inceleme olmaktan ziyade bir iç dökme seansına dönüşmüş vaziyette... Her zamanki gibi inceleme adı altında, yine sadece kendime faydalı olabilecek olan şeyleri günce gibi yazmayı tercih ettim ve ortaya bu yazı çıktı. Çok da uzatmadan yapmış olduğum incelemeyi; yazdıklarımı tam olarak özetlediğini düşündüğüm, Erol Evgin'in şarkısındaki şu güzel sözlerle bitirmek istiyorum. Esen kalın... "Hani bir şarkı söyler içinden İşte öyle bir şey"
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201740bin okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.