Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

204 syf.
8/10 puan verdi
Bilmeniz gereken şey bunun bir çocuk kitabı olmadığı. Genç yetişkinler için alınabilir. Çocuğunuza almayı düşünüyorsanız yine de öncelikle okumanızda fayda var. Kendiniz için düşünüyorsanız konusunu bilmeden, araştırmadan alıp okumanızı tavsiye ediyorum. Kitabın arka kapak yazısında da bahsedildiği gibi elbette ki alametifarikası hikâyeyi bir çocuğun gözünden, yani her şeyden bir haber gibi, yalnızca onun gerçeğiyle görebilmekte. Yavaş yavaş durumu anlayamaya çalışmak ve onun tragic flawına, yani onun ulaştığı sona onu sürükleyen hatalarına ortak olmak gerekiyor. Ancak orijinalinde var mı bilmiyorum ama daha ilk dipnottan spoiler verildiği için tavsiyem dipnotları okumadan kitabı tamamlamak. Hoş, kitapla ilgili daha önceden bilgisi olanlar veya filmini izleyenler için bu geçerli değil. Hikâyeye aşina olmayanlar için spoiler vereceğim noktaları * arasında işaret edeceğim yorumumu yazarken. Her ne kadar bir zamanlar çocuk olsak da geçtiğimiz düşünce yollarını unutabiliyoruz. Çevremizde olan bitenlerden haberdar edilmediğimiz, fikrimizin alınmadığı ve adımıza kararlar alındığı ortamda yaşanılan her şeyin sonuçlarının da bir parçası hâline geliyoruz. Belki de bu nedenle öfkeli insanlar oluverdik, bilemiyorum. Dolayısıyla bir çocuk gözünden yeniden görebilmek bana bir şeylere yeniden bakma şansı verdi. Sade bir dilde ele alınması, herkesin gerçeği hâline gelen bir atmosferi başka bir gözden sunması elbette ufuk açıcı. O dönemde olanlara pek çok kişinin de -insana ancak zamanla daha net görüş sunan- bir çocuk gözlüğüyle baktığını düşününce bu açıyla bakmanın ne kadar aydınlatıcı olduğunu fark ettim. Kitapta da vurgusu yapılan "kendine karşı dürüst" olma konusu da epey ironik duruyor. Ancak karakter gelişimini de en çok bu noktada görüyoruz sanırım. Çünkü bunun aslında konuşulmayan şeyleri örten yapay bir kibarlık olduğu anlaşılıyor. Doğal olarak gerçeklerle yüzleştirmek tüm karakterler üzerinde farklı yansımalara sahip oluyor ve biz bunu yine bir çocuk farkındalığı kadar görebiliyoruz. Ana karakter de yeni arkadaşını tanıdıkça ne kadar benmerkezci olduğunu fark ediyor ve aslında çok daha iyi bir yaşam sürdüğünü söylediği önceki hayatındaki tatsız anılar da olduğunu itiraf ediyor -aslında okura itiraf ediyor ve bize karakterin o ana kadar aslında kendi gerçekliğini reddettiğini de görüyoruz. Bu noktada bir spoiler vermem gerekecek. Bruno'nun ablasına tel örgülerle ilgili soru sorduğu sahneden alıntı yapmak istiyorum. "Neden o tarafa geçmemize izin verilmediğini anlamıyorum. Ne yanlışımız var ki, neden oraya gidip oynayamıyoruz?" Gretel ona baktı ve aniden gülmeye başladı, ama Bruno'nun ciddi olduğunu görünce durdu. "Bruno," dedi çocuksu bir sesle, sanki bu dünyadaki en açık şeymiş gibi. "Tel örgü bizim oraya geçmemizi engellemek için değil, onların bu tarafa geçmelerini engellemek için…" s. 167-168 -Bu alıntıda da gördüğümüz gibi Bruno kendini konuşulmayan gerçeklerden ötürü hapsedilmiş gibi hissediyor. Adeta dürüst olmamanın bedelini ödüyorlarmış gibi. Tel örgünün ardında ne yaşandığını bilmediği için masum bir çocuk yanılgısı gibi görülebilir başta ama alt metinde bunu okumamak imkânsız. Diğer bir konu da güçlü bir otorite figürü olarak resmeden babanın çocuğun olayları idrak etmede gecikmesine neden olması. Gerçeklik arayışımızda bir onaylanma ihtiyacı duyuyoruz ve yeterince bilgi sahibi olmadığımızda tecrübe ettiğimiz kadarıyla güvenilir -ve en önemlisi güçlü- gördüğümüz kaynağa sığınıyoruz. Bu nedenle aslolanın peşine düşmekte ya gecikiyor ya da buna hiç vâkıf olamıyoruz. Ancak kitapta da görüleceği gibi belki içgüdüsel olarak belki de saklanması güç ifadelerden ve olaylardan yola çıkarak bir rahatsızlık hissedilebiliyor. Bu anlamda harekete geçmek, araştırmak ve kitapta vurgulandığı gibi "büyüyünce -hatta büyümek için- bir kaşif olmak" gerekiyor. Gerçeğin peşine düşmek ve ne pahasına olursa olsun ona ulaşmak gerekiyor. Bu her şartta cahilliğe kıyasla çok daha iyi bir seçenek. Hikâyede bahsi geçen, tasvir edilen iki ev de ana karakterin bakış açısındaki değişikliklere foreshadowing bir element görevi görüyor. Her iki evde de odasından bakınca gördüğü şeyler karakter değişiminde şahit olacağımız şeylerin bir habercisi. Bu çift yerleştirme konusu bir aynayı çağrıştırdı bana okurken. Sanki tel örgünün öte tarafı bir ayna gibi aslında gerçekliğimizi yansıtıyor gibi. Çünkü sadece ev meselesinde değildi. Çocukların doğum tarihleri, kardeşlerin sahip olduğu yakın arkadaş sayısı… Sanki hikâye de bir tel örgüyle ayrılmış gibiydi. Öyle bir denge kurulmuş ki çiftlerden biri mutlaka çitin bir tarafını temsil ediyor görünüyor. Bu konuda daha fazla düşünmek, bu dualitenin nedenini anlamaya çalışmak gerek. Bu konuda fikri olan varsa yorum bırakırsa sevinirim. Yazarın bu kitap için eleştirildiğini de belirtmek gerekiyor sanırım. Naif bir şekilde anlatılan atmosferin kısıtlı bilgileri nedeniyle genç okurlar tarafından anlaşılamayacağından ve işaret edilen hassas döneme dair gerekli bağlantıları kuramayacağından çekindiklerini belirtmişler. Bir de tasvir edilen durumdaki bir takım yanlışlar problematik yanlış düşüncelere neden olabileceği de söylenmiş. Ancak yazar bunun ileri okumadan yapmadan önce çocuklara yumuşak bir geçiş görevi görmesi için yazıldığını söylüyor. Not kırdığım birkaç nokta oldu benim de. Bunlardan biri kitabın edisyonu. Okumayı bölecek kadar rahatsız edici ne yazık ki. Sonraki basımda tekrar bakılmasında yarar var. Başka bir nokta da kurgudaki inandırıcılık gücü. Mesela 9 yaşındaki bir çocuğun, özellikle okumayı ve araştırmayı seven bir çocuğun, daha açık bir bilince ve farkındalığa sahip olacağını düşünmem gibi. Spoiler geliyor. *Özellikle tarih ve coğrafya öğrenmeleri için tutulan o taraflı hocanın anlattıklarından sonra ve bununla birlikte Gretel'daki değişime rağmen… Eve askerler girip çıkmasına, pek çok sohbete ve olaya alenen tanık olmasına rağmen… sanki 5 veya 6 yaşlarındaki bir çocuk bilinci vardı. Başka bir konu da elbette yanlış telaffuz edilen kelimeler. Çocuğun bir Alman olarak onları neden İngilizce bir kelimeyle karıştırsın anlamak güç. Yazarın bu konuya neden böyle yaklaştığını bilmek isterdim. Kendi dilinde yazdığı için bir yanılsama yaşadığını düşünüyorum. Almanca bir kelime seçip ona dipnot verilmesi daha iyi olurdu belki de. * “Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com’a aittir.”
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202138,9bin okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.