Tanrı bizi dostlarımızdan korusun, düşmanlarımızın hakkından nasıl olsa geliriz.
İlk kitap daha akıcı ve hızlı idi. İkincisi de çok çok güzel ama savaşın iç yüzünü çok daha fazla anlattığı için yaşanan iğrençliği okurken üzülüyor insan. Yoksulluk sefalet diz boyu. Kardeş kardeşi katlediyor. Analar babalar evlat yolu gözlüyor, kadınlarsa kocalarının yolunu bekliyor. Hayatta kaldın kaldın kalamadin cesedine bile sahip çıkan yok. Dağda bayırda kurda kuşa yem olur gidersin.
Bu ciltte ortalık epey karışıyor. Şolohov yine konuşturmuş kalemini. Savaşın bir kazananı yok ama gözünü hırs bürüdü ise buna da çare yok sanırım. Üçüncü ciltte bakalım neler olacak?