Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

" Bin haykırışı aldırmadan bir kral öldürmüş neşeli, hayat dolu bir güzeli. Kendini iyi sanarmış ona zarar vererek. En doğrusunu hep kendisi düşündüğünden, güzelin kendi için düşünmesini umursamazmış. Güzel bir neşeye kapılsa bunu garip benimseyip hep altını eşeler, o iyiliği ona günah belletirmiş. Ve bu öyle bir kereliğe mahsus birşey değilmiş. Güzel kendini bildi bileli hep bir kördüğümü çözerken bulmuş kendini. Kraliçe hanım da yok değil. O da var tabi ki. O da en az güzel kadar güzel biriymiş. Krala göre çok daha iyi, çok daha vicdan sahibiymiş. Ama bunların yanında o da günahsız değilmiş. O da bu güzeli kırmış, o da bu güzeli yaralamış. Bu dünyalar, adalar güzeli tüm bu boğukluğun içinde bataklık çiçeği gibi sürekli açmaya çalışmış. İçinde lavlar olmasına karşın hep kendini susturmuş bir volkan gibiymiş. Kendi olduğu zaman bulutlarla aşık atan bu güzel hep prangalarla, hep bir engelle karşı karşıya kalmak zorunda olmuş. Bu güzel herkesi hayran bırakan bir zekaya, herkese kendini sorgulatacak bir endama sahipmiş. Güzel o kaleden bu kaleye, o diyardan bu diyara savrulup durmuş. En son kaldığı yerde kendini kurtarmak için bir amaca bağlanmış. Ve bu amaç için kendini tüm etkenlere kapatıp delicesine bu amacı gerçekleştirmeye adamış. Ve başarılı da olmuş. Bu süre zarfında kendine bir dost buşmayı da eksik etmemiş. Ressam olan bu dost bu güzele ilaç gibi gelip, onu bi nebze de olsa rahatlatabilmiş. Derken günlerden birgün bu güzelin karşısına bir deli çıkmış. Başlarda pek normal karşılasa da zamanla bu deliyle yeni diyarları gezmeye başlamış. Elbette yolculuklar öncekilerden daha meşakatli, daha korkutucuymuş. Yeri geldiğinde yolculuk bitecek gibi olup vedalar edilmiş. Ama kaderin bu güzeli yanlız bırakmaya hiç niyeti olmadığı gibi, delinin de bu güzelin pes etmesine müsaade etmeye gönlü yokmuş. Tüm bu yaşananların arasında güzel kaç kez düşmüşse, hepsinden tekrardan kalkmış. Bazen darmadağın kalsa da yine de kendi için hiçbir zaman durulmamış. Ve en nihayetinde tüm bu zorlukların acısını, pes etmeyişlerinin ödülünü, yaralarına dayanmanın mükafatını amacına ulaşarak almış. Ama onu gururlandıran ve en mutlu eden şey amaca ulaşmasından ziyade, o yolda vermiş olduğu mücadeleymiş. Kendisine her ' tamam artık ' dediğinde devam ettiği için, havluyu atma noktasına her gelişinde atmak yerine terini sildiği için, önündeki duvarları görüp geri dönmektense o duvarı yıkıp geçtiği için minnettarmış. Bu sırada deli de bu güzelin her zaman bir adım gerisinde, onun arkasında bir destek, bir dağ olarak bulunuyomuş. Güzelin anlatacak nice şeyi, delinin dinleyecek nice zamanı varmış. Ve bu ikisi de birlikte olarak güzelin mutluluğunu, hüznünü paylaşmayı eksik etmeyip, birlikte ayakta durmayı başarmış. " Demem o ki: Bir şeyin iyi olup olmadığıyla ilgilenmekten ziyade bu yolda akıttığınız terlere odaklanın. Hepsinin ilerde kavuşacağınız şey için feda edildiğini, o uğurda çabalamazsanız göremezsiniz. Size yumruk atan hayata elinizi dostça uzatmayın. En az onun kadar acımasız ve cesur olun. Kendiniz olun ve olmanıza engel olmaya çalışan herşeye karşı yine siz olarak göğüs gerin. Yanlız olmadığınızı bilin. Sizin gibi niceler var onlar da aynı şeyleri düşünüuor. İlk önce içinizdeki size sarılın. Herşey kendiliğinden güzel olmaycak. Herşey seninle güzel ve var olacak. 4TS ve ihtiyacı olana hatırlatma...
·
1 artı 1'leme
·
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.