Gönderi

ATATÜRK'e göre insanların en büyük ihtiyacı, ülke içinde hür olarak yaşamaları, dışa karşı ise bağımsız olmalarıdır. Onların bu ihtiyacını karşılayacak olanın da "devlet" olduğunu söyler. Bu yüzden de devletin belli bir siyasî nüfuz ve kudrete sahip olması gerektiğini ifade eder. Devlet bu nüfuz ve kudretini de halktan alacaktır. Bir başka deyişle devlet, halkın olacaktır. Halkın üzerinde değil. Bu düşüncesinden hareketle ATATÜRK'ün devlet anlayışının, günümüz çağdaş devlet anlayışından hiçbir farkı olmadığı söylenebilir. ATATÜRK dünyada uygulanan siyasi ve ekonomik sistemlerden herhangi birine, Türk halkını uyması için zorlamamıştır. ATATÜRK, çok iyi bir gözlemcidir. Anadolu'yu, halkını, onun ihtiyaçlarını çok iyi bilmektedir. O yüzden de çözüm çarelerini bu düşüncesine göre, oluşturmuştur. ATATÜRK'ün devletçilik ilkesi de bu bakış açısı sonunda yaşanan sorunlara bir çözüm çaresi olarak ortaya çıkmıştır. Bu ilke, onun devleti kutsallaştırdığı veya milletin devlet için var olması gerektiği gibi bir anlayışı yansıtmamaktadır. Bu ilke tamamen ekonomik, sosyal devlet ve halkçı bir anlam taşımaktadır ve ATATÜRK'ün pragmatik ve gerçekçiliğinin, ulusal ve bağımsız bir ekonominin oluşturulması düşüncesinin bir sonucudur. ATATÜRK'ün devletçi ekonomik anlayışı, ne kapitalist ne de komünist ekonomik sistemlere benzer. Türk halkının ihtiyaç ve özelliklerinden, ayrıca Anadolu'nun koşullarından ortaya çıkmıştır. Devletçi ekonomiye göre hem devlet hem de özel teşebbüs, her ikisi birden ekonomik faaliyetlerde bulunabilir. Ekonomi ne tamamen devlete ne de tamamen özel teşebbüse bırakılmıştır. Her ikisinin kolektif bir çalışması söz konusudur. Ayrıca devletçiliği, geri kalmış bir ülkenin kendi ulusal sanayisini kurmak için alınan ve antiemperyalist ögeler taşıyan bir devlet önlemleri sistemi olarak da algılamak mümkündür. ATATÜRK döneminde uygulanan devletçi ekonomik politikanın sonuçları, bu dönem öncesinde uygulanan ekonomik politikanın sonuçlarıyla karşılaştırıldığında çok büyük bir başarıya ulaşıldığını söylemek mümkündür. Bu dönemde oldukça hızlı bir ekonomik büyüme gerçekleştirildiği gibi, devlet oynadığı öğretmen rolüyle Türk halkına yatırımı, ticaret yapmasını, bankacılığı vs. öğretmiş, yetiştirdiği insanlarla halkın ihtiyaç duyduğu teknik eleman ihtiyacını karşılamıştır. Anadolu'nun koşul ve ihtiyaçlarından doğan devletçi ekonomik model, sadece Türkiye'ye özgü olarak kalmamış, diğer uluslara da örnek teşkil etmiş, evrensel bir niteliği de sahip olmuştur.
·
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.