Potansiyeli yüksek karakterlerin boş anlatımlarla harcandığı bomboş bir kitapla seriye devam ediyoruz. Tüm kitap 4.Krallığın ordusunda sözde esir ama ordudakilerden daha iyi şartlarda geçinen Auren'in dere tepe düz yüz yolculuğunu anlattı. Yazarın zaten seri olacak daha sonra olayları açarım mantığıyla 400 sayfayı günlük rutinlerle geçiştirip son sayfalarda ortaya olay atmasını doğru bulmuyorum. Aynı şeyi ilk kitapta da yapmıştı ve son 10-15 sayfa güzel olacak diye tüm kitaba katlanmak zorunda değiliz. Böyle devam edecekse her kitabın son bölümünü okuyup bitirelim seriyi. Kitapla ilgili söylenecek çok şey yok elle tutulur bir olayı da yok zaten. Verdiğim puanı da Rip ve Hiddetlerini (ahiretlik demek herhalde ben de çözemedim) sevdiğimden verdim. Yaldızlı kızımız her ne kadar aptallıklarıyla kitabı rezil etse de Rip'gil de bir o kadar sırtlamış. İlk kitaptaki kafasında 40 tilki dolaşan kurnaz Midas'ın sönük kalması, yönetimi ele geçirmek için her tuşa basan kraliçenin olaylarının bir yere bağlanmaması da ayrıca fiyaskoydu. · ⋆