Çoğu başını sokacak yerden yoksun ve aç, bir bölümü de çağdaşlarınca yadsınmış ve alaya alinmis bir halde yoksulluk içinde yaşıyorlar ve de yoksulluk içinde öluyorlar.
En büyük dertleri açlık, kalacak yer ve çalışmalarına izin verilmediği için nasıl kullanacaklarını bilmedikleri zamandır. Açlık ve başımızı nereye sokabiliriz duygusu, mültecinin savaşmak zorunda olduğu iki can dusmanıdır.
Kitap benim önyargılarımı öyle güzel kırdı ki artık insanlara çok daha farklı yaklaşacağım ve kimsenin kendi ülkesinden çıkmak zorunda kalıp türlü işkencelere ve sancılı dönemlere kendi rizalari doğrultusunda razı gelmemiş olduklarını hiç cikarmayacagim aklımdan. Bu kitabı okuduktan sonra mümkün de değil hani.
Bugün güzel, herhangi bir sıkıntımızın bulunmadığı, sokaklarda rahatça gezebildigimiz, yemek yiyip, korkmadan kendi ulkemizde barinabildigimiz için çok şanslıyız fakat yarın böyle bir şey başımıza gelmeyecek diye bir şey söz konusu değil. Her şey ters yüz olabilir. Elimizden geldiğince kalbimizi sıcak tutualim. Nazik olalım herkese karşı.
Sevgili okuyucu kitabın adı neden insanları seveceksin diye soruyorsan kitabı okuduktan sonra