Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

331 syf.
10/10 puan verdi
Hayatımda Okuduğum En Güzel Kitap.
Nasıl başlanır ' hayatımda okuduğum en güzel kitap' hakkında konuşmaya bilmiyorum. Sadece 31 yaşındayım ve bu kitabı okuyana kadar kör olduğumu bilmiyordum. Güzel insanlar var çevremde. Çok kibarız birbirimize karşı. İyi işlerimiz, güzel hobilerimiz var. Cömert ve düşünceliyiz üstelik. Hep de böyledir diye düşündüm aslında. Peki hiç aç kaldık mı? Hiç uykusuz, pis, aç, susuz ve çaresiz? Bütün bunlar eklenince aynı kişiler olur muyduk acaba? Bir lokma ekmek için birbirimize saldırır mıydık? Yapmayız zannederdim ama kitabı okuyunca anladım ki yaparız.. Mesleklerimiz, hobilerimiz, kibar ve cömert tavırlarımız sadece elimizde yeteri kadar şey olduğunda ve ihtiyaçlarımız karşılandığında devamlılığını sağlayabiliyor. Haydi biraz derinliğine bakalım. Ne itti beni düşüncelere.. Körlük kitabında direksiyon başındaki bir adamın kırmızı ışıkta birden her şeyi bembeyaz görmesi konu ediliyor. Tek başına bir sorun gibi gözükürken bulaşıcı bir körlüğe dönüşüyor ve tüm ülke bu körlüğe kendini kaptırmış durumda. Kitapta kesinlikle ülke ve şehirden bahsedilmiyor. Kişilerin isimleri de yok. Sadece meslekleri , nitelikleri mevcut. Karantinada yaşadıkları ve görememenin ortaya çıkardığı gerçekler. Hangi körlük ki bu görme yetini elinden alırken, gerçekleri görmeni sağlıyor. Mülkiyet kavramı, özel hayat, hijyen hiçbiri yok. Ahlak, utanç , acıma duygusu. Hiçbiri yok.. İnsanların bir araya gelince örgütlenmesini ve güce yenilmesini de çok güzel anlatmış. Empati diye bir kavram kalmıyor. İnsanların kelime haznesi bile değişiyor. Demek ki güç koşullar insanları benzer davranışa itiyor. Her şey iyi güzel de bu kitap aslında ne anlatıyor? Yazarımız dönemin muhalif isimlerinden. İsa'ya Göre İncil adındaki kitabı sebebi ile kiliseden aforoz ediliyor. Dini ve Tanrı'yı eleştiren yapısının yanı sıra mevcut siyasi yapıdan da hoşlanmıyor. Bu durumda halkı karantinaya alan hükümetin yetersiz çalışmaları, askerin bencilliği, karantinadaki örgütlenmeyi ve gücü elinde bulunduran karakterlerin yaptığı haksızlıkları devletle ve yönetimle ilişkilendirmiş olabilir. Kadının gördüğü değer ve erkeğin sırf kendi bencilliği yüzünden kadınlarını feda edişini de yine toplumdaki ve dindeki kadının yeri ile alakalı bulabiliriz. Yine ülke ve şehir ismi vermeme sebeplerinin; muhalif olduğu görüşün sadece tek bir ülkede değil de tüm dünyadaki sistem ile alakalı olduğu sonucuna varılabilir. yani x ülkesindeki sistem bu demiyor da, dünya üzerinde hayal ettiğiniz herhangi bir ülke de aynıdır diyor olabilir. Körlüğün beyaz olması da çok ilginç. Neden siyah bir körlük değil? Kitapta güçlü olan koğuşta bulunan ve gücü kısa süre elinde bulunduran gerçek bir kör vardı. O siyah görüyordu her şeyi. Buradan farklı anlamlar çıkabilir. Ya yazar gerçek körlük ile ayırt edici bir özellik olsun istedi, ya da dinde de ortaya çıkan aydınlanma, nur ışığı, beyaza gitme gibi terimleri kullandı. Yani dindar toplumlarda dini genelde o kadar yüceltirler ki farklı bir alem farklı bir ortam ve sonsuz temizlik , beyazlık vs şeklinde tasvir edebilirler. Yazar burada din ile fazla haşır neşir olanların kendi içinde yaşadıkları o aydınlanmanın aslında toplum içinde bir körlük sayılabileceğini anlatmak istemiş olabilir. Ya da dini yanlış yorumlayanların, hurafelerle vs ilgilenenlerin ama gerçekte dinin anlatmak istediği kavrama erişemeyenlerin körlüğe hapsolduğunu anlatmak istiyor olabilir. Doktorun karısı içlerinde karşılıksız sevgi ve merhamet taşıyan tek kişiydi ve belki de bu yüzden kör olmadı. Kör olmayı istedi hep çünkü gördüğü şeylere artık kalbi de midesi de dayanmıyordu. Aslında bu görüş daha mantıklı çünkü şuanki toplum da böyle. Din adı altında gerçek dinle alakası olmayan o kadar şarlatanlık, sömürü, taciz, tecavüz var ki. Çoğu inanan bunu görmüyor. Gerçek anlamda kör değiller ama gözleri bağlanmış gibiler. Bizler ise gerçekleri görüp uyarmak istiyor ama başaramıyoruz. Onlar görmeden bizim görmemiz hiçbir işe yaramıyor. Bazen keşke ya onlar da görse ya da biz de öyle olsak da kurtulsak diyoruz. Evet, bence din ile ilgiliydi bu. Çünkü hepsi en son kiliseye olan güvenlerini yitirdikleri zaman( ki bunu da doktorun karısı sayesinde yaptılar ) birden gözleri açıldı. Ne zaman ki kilisedeki her heykelin gözlerinin kapatıldığını gördüler, delicesine inandıkları rahiplerin kutsallara zarar verdiğini gördüler işte o zaman gözleri açıldı. Farklı bir açıdan ise Hristiyanlıkta ve Müslümanlıkta inanılan Yedi Uyuyanlar hikayesini çağrıştırıyor. Karantinadan çıkıp şehri gezerlerken doktor(1), doktorun karısı(2), ilk kör olan adam (3), ilk kör olan adamın karısı (4), siyah gözlüklü kız (5), göz bantlı yaşlı adam (6), şaşı çocuk (7) ve yanlarındaki köpek ile iki dinde de anlatılan olay paralel ilerliyor. Bilirsiniz bu olayda da toplumdan uzakta, halkı terk ederek birlikte yaşayan 7 kişi ve köpekten bahsediyor. Kitapta da yine aynı şekilde bir eve saklanıp, gören gözünü evdekiler harici kimseye söylemeyen doktorun karısı, halk açken kimseye belli etmeden yiyecek vs alıp diğerlerine götürüyordu. Aralarına katılan köpek ise hikayede bahsedilen Kıtmir adındaki köpeği çağrıştırıyor. Kısacası Jose Saramago karşı olduğu din ve hükümet yapısını çok zekice işlemiş bu kitapta. Toplumun aslında birbirine ne kadar muhtaç olduğunu, elektrik için su için gıda için barınmak için ve temiz bir çevre için arka planda çalışan fakat toplumda kıymeti bilinmeyen kişileri çok güzel göstermiş. Komünizme yatkınlığı ile bilinen yazar, toplumdaki herkesin çok önemli yeri olduğunu ve herkesin işleyen bir sistemde önemli bir görev gördüğünü de gösteriyor. İnsanın açlıkta, susuzlukta hayvandan farkı olmadığı gibi medeni toplum için halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini empati yaşatarak sunması edebi bir deha olduğunu gösteriyor. Yazısında düz yazı şeklinde sadece nokta ve virgül kullanmasını körlüğü iyice hissedelim diye özellikle yapıldı zannetmiştim ama yazarımızın yazı tarzı buymuş. Empati yeteneğimizi en azından Körlük kitabında bu yazı tarzı daha da geliştirdi. Nobel kesinlikle hak eden bir yazar tarafından kazanılmış. Farklı yaş olgunluklarımda tekrar okumak dileğiyle...
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.