Elleri nasırlı, eğitimsiz bir denizcinin hikayesi gemide başlıyor ve yine bir gemide bitiyor ama artık o bambaşka bir adam... Martin Eden'in 'umudu' aşkı bence. Yani aşk için değil onca şey, umut olmadan bunca şeyi göze almak kolay değil kanımca. Martin'in gözünde büyüttüğü, hayranlık duyduğu, yanlarında küçüldüğü, ezildiği insanları gün geliyor şaşkınlıkla küçümsüyor; gün geliyor onları görmek dahi kendini rahatsız hissetmesine sebep oluyor. Bunu sağlayan da sadece eğitim değil tabiki...( Sağlayan derken küçümsemeyi kasdetmiyorum, orası Martin'in farkındalığı değil aslında, kibri.) Martin'in bakışı, görüşü ve farkındalığı. Başarının insana kodlanmış standartlardan ibaret olmadığını, bazen tutunduğu umut için yaptığı fedakarlıkların aslında fedakarlık olmadığını farkediyor. Değerlerini, doğrularını, yaptıklarını sorgulayan ve peşini azimle bırakmadan devam ettiği bir ışık var içinde. Günün sonunda kimseye öfke barındırmadan tamamlıyor kendini. Kendini sorgulamaya, yargılamaya, kabullenişe ulaşmaya çalışan herkes bu kitabı çok sevecek diye düşünüyorum ben çok sevdim.

Martin EdenJack London · Olympia Yayınları · 202091.4k okunma

·

198 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sebahat Cenik