Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Necip Celal Andel'in Anıları
mavilotusdotorg.wordpress.com/2021/01/17/bir-... Suadiye Plaj Gazinosu’nda. Günlüğüne yazdığı notta Necip Celal o geceyi şöyle anlatmış: “Suadiye plajı bana bu akşam her zamankinden daha güzel geliyor. Mehtap denizin üzerine vurmuş, etraf sessiz, konuşmadan geceyi dinliyoruz. Oldukça kalabalığız, kıymetli artistimiz Feriha Tevfik, ağabeyim, Yusuf Kenan, Holywood muhabiri Turan Aziz ve daha bir çok sevdiğim arkadaşlarım… Şimdi ellerimde akordeon, parmaklarım tuşların üzerinde, içimden kopup gelen bütün duygularımı söylüyor… Kendimden geçmiş bir halde mütemadiyen çalıyorum. O da etrafın isteği üzerine Mazi’yi söyledi. Bu kadar duyarak çaldığımı hatırlamıyorum. Benden bizzat keman çalmamı istedi. Schuman’ın Akşam şarkısı, Fibich Poem ve onun çok sevdiği Toselli serenad… Kemandan yükselen sesler yavaş yavaş sönerken, mehtap da artık kayboluyordu. Gazino tamamiyle bizim için kapatılmıştı. Onunla tadına doyulmaz, rüya gibi bir dans ettik, eğlendik. Dans ederken bana: ‘Mazi’yi hiç unutmayacağım, dudaklarımdan hiç eksik etmeyeceğim’ dedi Vakit gece yarısını çoktan geçmişti. İçimden çoşup gelen bir takım sesler var. Kafamın içinde mütemadiyen dolaşıyor, fakat bir türlü toparlayamıyorum. İsteği üzerine akordiyonu elime alarak, ‘Ayrılık’ı çaldım. Yanıma yaklaştı, dans eder gibiydik yine ama ele ele tutuşmuyorduk. İşte o anda bana, üzerine çok samimi sözler yazılmış bir fotoğrafını verdi ve sonra tekrar dans etmeye başladık. Ona bir cesaret: ‘Ne olur bu gece hiç bitmese’ dedim. Ben bu sözleri söylerken, plajın saati 3’ü çalıyordu. Sabah gidecekti. ‘Beni unutma” dedim. ‘Sen de’ dedi. O akşam ağabeyimin Erenköy’ündeki köşkünde kalacaktım. Yayan yürümeyi tercih ederek sessizce eve geldim. Zihnim hep onunla meşgul.. O melodiyle meşgul. Öylece pencerenin kenarına oturdum. Dışarıda yaz böcekleri, kurbağalar ve sık çalılar arasında duyulan bir tek bülbül sesi… Ortalık hafifçe aydınlanır gibi oldu. Gayri iradi piyanoya doğru yürüdüm. Başımda inanılmaz bir ağrı. Hemen oturup en sessiz pedala basarak içimden gelen sesleri yavaş yavaş çalmaya başladım. Çünkü başka türlü olmayacaktı. Mümkünü yoktu. O gece yazdığım beste ise şöyleydi… Sevdim bir genç kadını Ansam onun adını Her şey beni ona bağlar Kalbim durmadan ağlar Kemanımla ona bir ses verebilseydim eğer Bu sesimle ona ersem bana dünyaya değer Ne yazıkki deniz engin şu ufuklar ölgün Bin elemle doluyor her yeni gün…” Necip Celal, yazmamış: Yaşamış!
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.