Yazar John Brunner'ın 1972 yılında yazdığı Koyunlar Yukarı Bakar; güneş, ay ve yıldızların görünmeyeceği ölçüde hava kirliliğinin yaşandığı,insanların filtreli maskeler kullanmadan açık havaya çıkmadığı, zehirli maddeler sebebiyle suların içilmediği, tarım alanlarının toksik zehirlere maruz kalması ile ekinlerin yetişmediği, organik gıdaların Kartel isimli bir örgütün tekelinde olduğu, savaşlar sonrası kimyasal atıkların kirlettiği deniz, göl ve nehirlerden salgın hastalıkların yayıldığı, insanların duyarsızlaştığı, ırkçılığın hat safhalara ulaştığı, yönetimin sorumluluk kabul etmediği, eylemsizlik içinde hayali bir düşman yarattığı ve halkı bu yönde galeyana getirdiği , zihinsel ve fiziksel hastalıklarla doğan çocukların normalize edildiği bir geleceği; etkili bir anlatım ve sarsıcı bir kurgu ile gözler önüne seriyor. Her sayfada sertleşen ve günümüzde yaşananlara paralel öngörüler içeren,sanayileşmenin gidebileceği yönü duyguları ayağa kaldıran kaotik bir kurgu ile yansıtan kitap; televizyon programlarını,mektupları, toplantıları da hikayenin arasına ince ince serpiştirerek işliyor.
Savaş sonrası hava kirliliği sebebiyle, filtreli maskeler kullanmadan dışarı çıkmak bir çok hastalığın çıkış noktası olmuştur. Düzenli aralıklarla depremler olmakta, belli bölgelere çığ düşmektedir. 15 yaşından küçük çocuklarda kronik fiziksel ve zihinsel hastalıklar görülmekte, musluk suyundaki toksik maddeler yaralara, mide ve bağırsak problemlerine neden olmaktadır. Böyle bir ortamda zengin bir iş adamının yöneticiliğini üstlendiği Küresel Yardım Örgütü Afrika'ya gıda paketleri gönderir. BM bünyesinde çalışan personelin dağıttığı bu gıdalar, bir çok insanın zihinsel işlevlerinde bozulmaya, gerçeklikle bağının kopmasına sebep olur. Beyazlar ve Afrika kökenli bireyler arası ayrımın insanların iliklerine işlendiği böyle bir dönemde; bu olay korkunç boyutlara ulaşacak bir düşmanlığın başlangıç noktasını oluşturacaktır. Umutsuzluk, çaresizlik duygularının her olay ile birlikte artarak çoğaldığı bu hikayeyi birden çok karakterin bakış açısından okuruz.
Felaket senaryolarının, çok fazla karakterin, sürekli yükselen bir ivme ile verildiği bu kitabı sevgili 
fazi ile birbirimizi sakinleştirme ihtiyacı hissederek okuduk. İçerik sebebi ile yorucu ve yıpratıcı unsurlar içeren bu kitap herkese önerebileceğim bir yapıda olmasa da; yazıldığı döneme göre etkileyici öngörüleri ile bu türü sevenler tarafından tercih edilebilir.
·
343 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.