Bu tarz kitapları okuduktan sonra en çok şu soru beni uzun uzun düşünmeye sevk ediyor. " Seçimlerimiz gerçekten özgür irademizin tercihi mi?" İrade dediğimiz olguyu yaşanmışlık ile inşa ettiğimize göre cevap "Hayır".Bilinç altı bizim yaşamımızı şekillendirdiğine göre bilinç düzeyinde nadir tercihler yapıyor olmalıyız. Bilinç düzeyinde tercihlerimizi artırmak için bilinç altını yüzeye çıkarmak gerekiyor muhtemelen. Kişi kendini keşfetme yolculuğunda zamanla bilinç altı aslında bilinci oluyor.Tüm bu düşünceler kafamda gezerken Yunus Emrenin şu meşhur dizeleri aklıma geliyor. İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır..
Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir.
Kendini bilme yolcuğu insanı Hak' ka nasıl götürür diye düşünürken aklıma Hallacı Mansur'un şu sözü geldi " Ene'l Hak". Kişi kendini bilme yolculuğunda bilinç mekanizmasını anladığında o mükemmel yaratılışta Hak'kı görebiliyorsa belki de kendini ararken Hak'kı buluyor...Bilinçli karar verme konusunda tartışmam şu noktaya geliyor kendi içimde. Karar vermeye odaklanmak yerine sistemin senin üstünde bir sistem olduğunu her yolda hayr olduğunu kabul ederek verdiğin kararların doğruluğuna değil de kendini bulma yoluna odaklanmak gerekiyor sanırım.