Söylediğimde herkese garip gelir ama ilk olarak ilk okul 2. Sınıfta tanışmıştım bu kitapla .Ablamındı, arka kapağı yırtık sayfaları sararmıştı . Ablam sana göre değil anlamazsın dese de okumuştum .Bir kitabın seni başka yerlere götürmesinin ne olduğunu işte o zamanda anlamıştım . Betimlemeleriyle beni o dünyaya çekti ben de okurken Rabia ya dönüştüm onun gözünden yaşadım kitabı o zamanda o küçük aklımla Rabia’ya ne kadar kızmıştım kendi hayatında seçemediklerine ,bağımlılıklarına . Daha sonrasında Lise de tekrar okudum yine aynı heyecan ve hayranlıkla çünkü Halide Edip o zamanda kadını öyle güzel anlatmıştı ki … Peki bana ne mi kattı onu şu alıntıyla anlatabilirim; - Devleti çeviren çarklar sakat; cemaat hayatı çürümüş, kadınlarımız... - Kadınlara neden sürekli hücum ediyorsun? - Niçin etmeyeyim? Sade zevke, çocuk doğurmaya mahsus birer alet. Hangisine insan diyebiliriz? Zincirleri altın bile olsa, kendileri birer esir... İşte bu alıntı beni şuan ki ben yaptı belkide… Kadının bundan daha fazlası olduğunu çocuk doğurup , bir erkeğin kölesi hatta kimsenin kölesi olamayacak kadar değerli olduğunu , kısacası ataerkil bir düşüncenin hayatımda yeri olmadığını göstermeye savunmaya çalıştım ve öyle yaşadım ,yaşayacağımda … Belkide bu kitabım daha küçük yaşta hayatıma girmesi tesadüf değildir …

Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Özgür Yayınları · 200418,7bin okunma

·

46 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ebru Aşkın